14 Nisan’daki olağan Yel Değirmeni Don Kişot’ta yapılan Pazartesi
Forumu’nda gündem maddelerinden birisi 1 Mayıs idi. Orada söz alarak özetle
şunları söylemeye çalıştım.
1 Mayıs, Taksim’de yapmanın kendi başına bir hedef haline geldiği bir mücadele olarak kalıyor.
Taksim’in yasaklanması dolayısıyla da çatışmalar ve/veya Hükümet’i istifaya
çağıran bir etkinlik olarak kalıyor.
Bu da, hem Türkiye’deki genel
demokrasi mücadelesi açısından; hem de genel olarak işçi hareketi ve 1 Mayıs’ın gelenekleri ve anlamı açısından son derece yanlış, etkisiz bir konumlanmaya,
bir tuzağa düşmeye yol açıyor.
Çünkü bu biçimler ve konumlanışlar içinde, sosyalistler toplumun
önünde yeni ufuklar açmıyor, var olan çatışmaların tuzağı içinde boğuluyor.
Öncelikle bu tarz politika yapma anlayışından uzaklaşmak
gerekiyor.