Kürt hareketi yıllarca Türkiye’de demokratik mücadelenin
yükün adeta tek başına zayıf omuzlarıyla yüklendi, adeta mucizevi işler
başardı. Ama tam da okyanusu geçip de derede boğulmak gibi bir durumla karşı
karşıya şimdi. Türkiye tarihinin en önemli ve kapsamlı, demokratik karakteri
apaçık olan halk ayaklanmasında oyunun dışında kalıp deklase olma tehlikesiyle
dolayısıyla bu hareketin demokratik karakterinin de amortize olup,
buharlaşmasına vesile olabilir.
Yirmi yılların iki günde aşıldığı şu günlerde, Kürt
hareketinden iki tane beyanat görüldü. Biri Ahmet Türk’ün diğeri Selahattin
Demirtaş’ın. İkisi de sınıfta kaldı.
İşte A. Türk’le ilgili gazete haberi:
“Demokratik Toplum
Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Gezi Parkı protestolarını değerlendiren bir
açıklama yaptı.
"Halkın
taleplerini görmezden gelirseniz özgürlükler gelemez" diyen Türk,
hükümetin sokaktan yükselen sese kulak vermesi gerektiğine işaret etti.
Türk, eylemler
sırasında BDP'li Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in yaralandığını da
hatırlatarak kendisine ve bütün yaralılara geçmiş olsun dileğinde bulundu.”