Gezi üzerine yazına baktığımızda, ortada övgüden başka bir
şey görülmemektedir. Halbuki Gezi’nin övülmeye değil eleştirilmeye ihtiyacı
var.
Gezi esnasında yazdığımız yazılar olayların dumanı tüterken
yapılmış eleştirilerdir aynı zamanda.
Gezi esnasında yazdığımız yazıların ana temalarından biri Gezi’nin
Kürt hareketi ile buluşması üzerinde yoğunlaşıyordu. Gezi’ye dönüyor, Kürt hareketini
kazanması ve etkilemesi gerektiğini; Kürt hareketine dönüyor Gezi’yi nasıl kazanabileceğini,
nasıl etkileyebileceğini anlatmaya çalışıyorduk.
Bu seçimlerde bu buluşma ilk kez sınırlı da olsa gerçekleşecek
gibi görünüyor. Bu buluşmayı engellemeye yönelik olarak kurulmuş bulunan “Birleşik
Haziran Hareketi” amacına ulaşamadı ve içinden çok geniş bir kesim, HDP’yi
destekleme ve oy verme eğilimi gösterdi. Keza Gezi’nin en ileri, en iyi unsurları;
HDP’yi destekliyor.
Benzer şekilde Gezi, Kürt Hareketi’nin de “ilkel milliyetçilere”
bağımlılığını ve mahkûmiyetini zayıflattı ve Kürt Hareketinin en ileri unsurları
“Türkiyelileşme” projesini güçlendirdi.
Bu ittifak, henüz geniş kesimlere yayılmamış bu haliyle bile
ilk zaferini, muhtemelen önümüzdeki 7 Haziran seçim/referandumunda elde
edecektir. Gezi’nin ikinci yılında geç gelmiş bir başarısının arifesinde bulunduğumuz
söylenebilir.