27 Mayıs 2015 Çarşamba

Birleşik Haziran Hareketi’nde Yer Alıp HDP’ye Oy İsteyenlere Son Çağrı

Bu Seçimlerin Özgüllüğünü Kavramanın Önemi

Bu seçimin, Türkiye ve Ortadoğu tarihindeki bütün seçimlerden farklı kılan özelliğini ve önemini görememek ve doğru tanımlayamamak, kişiyi ya da örgütü, hiç yan yana görünmek bile istemeyeceği güçlerle aynı saflara itebilir.
Bu seçimde, tam da baraj ve HDP’nin yüzde on barajının aşmasının veya aşmamasının başkanlık sistemine geçilip geçilemeyeceğini belirleyecek olması ve de HDP’nin baraj sınırında olması, bu seçimlere başka hiçbir seçimde olmayan son derece özgül, plebisit (referandum) karakteri veriyor.
Bunun sonucunda da oyların gerçek ağırlıkları ve oy isteme ve verme nedenleri değişiyor.

Oyların Ağırlıklarında ve Oy Verme Nedenlerindeki Değişmeler

·         Birincisi, yüzde onu aşmayı sağlayan her oy, örneğin 60 milletvekili getirebilir. 60 HDP’li vekil ise Erdoğan’ın “Türk tipi Başkanlık” dediği, kurumlaşmış diktatörlük sistemine geçilememesi demektir. Yani baraj ve HDP’nin sınırda olması nedeniyle, bir tek oy binlerce oya bedel olabilmektedir.
·         İkincisi, HDP’ye insanlar HDP’nin programını benimsediği; onu sevdiği için değil; Erdoğan’ın tiranlığına geçişi engellemek için oy verebilirler ve vermelidirler.
Bu daha önce hiçbir seçimde ve yerde, hiçbir parti ya da aday için ortaya çıkmış bir durum değildir. Başka ülkelerden de benzer bir örnek bilmiyoruz.

Başkanlığı Engellemenin İki Otomatik Sonucu

Ama Tiranlığı engellemenin otomatikman iki sonuç daha vardır.
·         Erdoğan başkan ve fiilen diktatör olduğunda “Barış Süreci” diye bir şey kalmayacaktır. Çünkü Erdoğan için, “Barış Süreci” “Türk tipi başkanlık” sistemine geçmek için sadece bir taktik bir hamleydi. HDP barajı geçemezse, amaca ulaşılmış olacağından, “Barış Süreci” işlevini görmüş bir araç olarak çöpe atılacaktır. Yani, Erdoğan’ın başkanlığını engellemek, barışı sürdürmek anlamına gelmektedir.
·         Bir diğer otomatik sonuç, fiilen nüfusun önemli bir kesiminin (özellikle Kürtlerin) eğilimlerinin meclise yansımasını engelleyen, 12 Eylül Rejiminin koyduğu anti demokratik yüzde on barajı işlevsizleşecektir.
Bütün bu nedenlerle, bu seçim, gelecek üzerine, adı konmamış; HDP’nin yüzde on barajını geçip geçmemesine göre sonucu belirlenecek Tiranlık, Barış ve Baraj için üçlü bir referandumdur (plebisittir).
HDP’ye oy vermemek otomatikman: Tiranlıktan, Savaştan ve Barajdan yana oy kullanmak anlamına gelmektedir.

Bu Özgül Niteliğin Kavranmak İstenmemesinin Nesnel Sonucu

Tekrardan bıkmayalım: bunu kavramayan ve 7 Haziran Referandumunu, diğer olağan seçimlerde bir partiye oy vermek gibi gören; stratejisini, taktiğini, çalışmasını, vurgusunu buna göre yapmayan her örgüt, her girişim, her hareket vs. otomatikman, nesnel olarak Erdoğan’la, aynı safta yer alır.
Bugün Erdoğan’la aynı safa düşmek, Erdoğan Ergenekon ile ittifaka girdiğinden, Ergenekon’la nesnel bir ittifak kurmak anlamına gelir.



Somut Bir Örnek Olarak Birleşik Haziran Hareketi

Bu duruma düşmenin en somut örneği Birleşik Haziran Hareketi’dir.
Birleşik Haziran Hareketi, bu seçimlerin bu özgül niteliğini kavramak istemeyerek, “HDP’ye Oy Verdemeyerek; (İçinden birileri diyebilir, ama bu hareketin politikasını belirlememektedir.) yani fiilen HDP’nin yüzde on barajını aşmasına çalışmayarak; yani başkanlık ve diktatörlük plebisitinde tarafsız kalarak; aslında Erdoğan’a hizmet etmektedir.
Peki, bunu görmüyorlar mı?
Görüyorlar ama Kürt hareketine duydukları düşmanlık ve alerji Erdoğan’a olan tepkilerinden çok daha büyüktür.

Kürt Hareketine Düşmanlığın En somut Kanıtı

Bunun kanıtı çok açıktır. Çünkü ilk başta, HDP’nin seçimlere parti olarak girmesine tam da bu seçimlerin hayati önemde olduğu gerekçesiyle; HDP’nin parti olarak girmesinin Erdoğan’a Başkanlık yolunda destek olacağı gerekçesiyle karşı çıkıyorlardı. HDP’nin Erdoğan’la gizli anlaşma yaptığını; parti olarak girince yüzde onu aşamayacağının açık olduğunu; böylece Erdoğan’a başkanlığı sunduklarını iddia ediyorlardı.
Eğer gerçekten HDP’nin seçimlere girmesine Erdoğan’ı engellemek kaygısıyla karşı olsalardı, HDP seçimlere parti olarak girme kararı alınca, HDP tam da yüzde on sınırında olduğuna göre, her normal, mantıklı ve sağduyulu insan gibi, “madem öyle en azından yüzde onu aşması için çalışalım. Çünkü HDP sınırda ve bunu başarabiliriz” demeleri gerekirdi.
Ve Haziran Hareketi’nin böyle bir kararı ilan etmesi ve minik oy oranı bile bu barajı aşmakta, hayati bir rol oynayabilirdi.
Ama BHH, böyle bir tavır göstermedi. Demek ki sorun Erdoğan’ı engellemek değil; Kürt Özgürlük Hareketinin güçlenmesinden, “Türkiyelileşme”sinden duyulan rahatsızlık; onunla bir arada olmama ve görünmeme kaygısı; hatta ona duyulan ve güç gizlenen düşmanlıktır.

Kürt Düşmanlarıyla Bir Arada Bulunmakta Israrın Anlamı

O halde, Haziran Hareketi içinde olup da HDP’ye oy vereceğini söylemekle birlikte hala bu Kürt düşmanlığını her şeyin üstünde tutan çizgiyle birlikte olmaktan çekinmeyenler ve rahatsız olmayanlar; Haziran Hareketi’nin gerçek niteliğinin görülmesini engellemekte; onun Kürt hareketine duyduğu düşmanlığı örten bir şal işlevi görmektedirler.
Bu nedenle Haziran Hareketi İçinde olup ta iyi kötü farklı bir noktada bulananlara tekrar ve son defa sesleniyoruz.
Bu seçimde HDP’nin yüzde on barajını aşmasından yana tavır alıp almamak gibi hayati bir konuda suskunluk göstererek, HDP’ye oy vermeyi CHP’ye oy vermekle eşitleyerek fiilen ve nesnel olarak Erdoğan’ın diktatörlüğüne hizmet eder duruma gelmiş bu hareketle ve hareketin bileşenleriyle yollarınızı ayırın.
Unutmayın “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir.”
Demir Küçükaydın

Tiranı Durdurmak, Barışı Sürdürmek, Barajı Aşmak İçin

Oylar HDP’ye Girişimi

E-Mail
E-Grup
Facebook
Twitter


Hiç yorum yok: