Birinci yazının sonunda, “önce kuşbakışı son yirmi yıldaki çalışmalarımın hangi sorunlara bağlı olarak, nerelerden nerelere gittiğini, nerelerde yoğunlaştığını, hangi çıkmaz sokaklara saptığını vs. kısaca açıklayalım” diye sözü bağlamıştık.
Bu yazıda, daha sonra daha ayrıntılı olarak ele alacağımız konulara
ve sorunlara, yukarıdan “kuşbakışı” hızlıca
bir göz atalım. Atalım ki sonra konu ve sorunların bütün içindeki yeri kaybolmasın,
ağaçlardan ormanı görememe durumuna düşülmesin.
Ama önce karşı karşıya bulunduğum çok temel soruna ilişkin
birkaç söz.
Kullandığım kavramlar, örneğin Millet, Milliyetçilik, Din, Tarikat,
Mezhep, Toplum gibi herkesin de kullandığı kavramlar.
Ama bu kavramlara benim yüklediğim anlamlar ile bugün yaygın olarak insanların onlardan anladıkları tamamen farklıdır. Bu tamamen farklı anlamlar esas olarak şöyle bir farklılıkla tanımlanabilirler: Herkes bu kavramları normatif kavramlar olarak kullanıyor. Normatif, yani toplumu ve ilişkileri düzenleyen kavramlar olarak kullanıyor. Ben ise bu kavramları sosyolojik olgular karşılığı ve analitik kavramlar olarak ve sosyolojik analiz sonucu ortaya çıkan sosyolojik anlamlarıyla kullanıyorum. Yani ortada normatif ve analitik zıtlığı var.