19 Temmuz 2013 Cuma

Kürt Hareketini Eleştirmek Ama Nasıl? - Egemen Ulustan Bir Sosyalist Olmanın Zorlukları

Kürt Hareketini Eleştirmek Ama Nasıl?

Çok olağanüstü bin durum olmadıkça, Kürt hareketini hiç eleştirmemeye çalışırım. Bu çoğu durumda yanlış olarak, Kürt hareketinin hayranı olduğum gibi yorumlanır. Bu tamamen yanlış, metodolojik düzeyde, egemen ezilen ilişkisinin özgül mahiyetini kavrayamamakla; politik düzeyde ise bu yorumu yapanların gerici birer Türk milliyetçisinden başka bir şey olmamasıyla ilgilidir.
Neden?
Sırrı Süreyya’nın tanıttığı, çok bilinen bir deyiş vardır: “Kürtler bu ülkede her şey oluyor ama Kürt olamıyor”.
Bu genel olarak, politik ve hukuki düzlemde böyledir.
Ve bu düzlemde aslında Türkler Türk’ten başka hiçbir şey olamazlar[i].
Ancak bu düzenin muhalifleri söz konusu olduğunda, durum tamamen tersine döner.
Muhalifler arasında ise zavallı Türkler Kürtlerle aynı dertten muzdariptirler.
Türkler de bu ülkede sosyalist olabilirler, feminist olabilirler, pasifist olabilirler, anti-kapitalist Müslüman olabilirler, anarşist olabilirler, ekolojist olabilirler, hümanist olabilirler, ateist olabilirler vs. vs..
Ama Türk olamazlar?

18 Temmuz 2013 Perşembe

Gezi Hareketi, Teori ve Devrim

Teori ve Devrim, özellikle “teorinin teorisi” de denebilecek olan Metodolojinin Devrim ile ilişkisi sanılanın aksine çok yakın, iç içe geçmiş bir ilişkidir. Devrim Teorinin, Teori de Devrimin gerçekleşmesidir. Teoride “gerçek olan akli” olur; devrimde ise “akli olan gerçek”.
Metodoloji, temel kavramların nasıl tanımlanması gerektiği üzerine konuşur. Ama temel kavramları tanımlayacak temel kavramların neler olacağı ise, eskisine sığmayan yepyeni bir sıçrama momenti, bir yepyeni din gerektirir.
Ama o din, eski kuşakların geleneği yenilerin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü için, bulutsuz gökte çakan bir şimşek gibi ortaya çıkmaz. Eskinin, var olanın içinden, onun biçim ve anlam değişimiyle çıkar. Gerçek olan akli olur.

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Parklarda Öcalan Posteri veya Kürt Renkleri Niçin Gereklidir?

Gezi Hareketi de Kürt Özgürlük Hareketi de aynı demokratik özlemlerden kaynaklandığı için nesnel olarak müttefiktirler ve birleşmek zorundadırlar. Bu buluşma er veya geç gerçekleşecektir ve gerçekleşmelidir.
Ancak toplumsal mücadelelerde, hele zamanın hızlandığı zamanlarda sınıfların, farklı güçlerin aynı noktaya eş zamanlarda değil de farklı zamanlarda gelişleri, bir buluşmayı engelleyebilir ve taraflarda bir aldatılmışlık duygusu, kırılma yaratabilir.
Zaten şu an Gezi Hareketinin karşısında Kürt hareketinin gösterdiği soğukluk; zaman zaman temsilcilerle, beyanat düzeyinde ve “misafir sanatçı”lıktan öteye gitmeyen bir destek; yani harekete uzak durma;  bir yanıyla Kürt Hareketinin uzun yıllar süren bekleyişine, kimsenin gelmemesinin yarattığı kırgınlığın bir görünümünden başka bir şey de değildir.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Azınlıklar Sorunu, Demokrasi ve Gezi Hareketi

Birbirinden özden farklı iki azınlıklar sorunu vardır.
Matematik azınlıklar ile politik veya hukuki azınlıklar. Bunlar ayrı azınlıklar sorunlardır ve ayrı çözümler gerektirirler. Bu farkı biraz açıklayalım.
Matematik azınlıkların hukuki ve politik durumları çoğunluktan farklı değildir. Ortada matematik olarak azınlık olmaktan doğan, fiili yaşamda doğan sorunlar vardır.
Bu sorunların çözümünde, toplumun gücü ve zenginliği ölçüsünde bu azınlıkların fiili eşitsizliklerini dengeleyecek düzenlemeler yapması beklenir.
Kelimenin gerçek anlamıyla, demokratik bir ülkede azınlıklar tartışması bu düzeyde olur.
Şöyle bir örnek verelim. İdeal demokratik bir ülke düşünelim. Tüm yurttaşlar hiçbir dinsel, dilsel, kültürel vs. ayrımcılığa uğramıyorlar. Böyle bir ülkede bile, örneğin yollar, merdivenler, kapılar, tuvaletler vs. sağlam yurttaşları gözetilerek yapıldığından; özürlü yurttaşlar, diğer yurttaşlarla aynı haklara sahip olmalarına rağmen, fiili olarak bu hakları kullanamama durumunda olacaklardır. Örneğin herkesin istediği yere gitme, yerleşme, seyahat hakkı vardır. Ama yollar uygun değilse, felçli ve tekerlekli sandalyeye bağımlı bir yurttaş; bu hakkı hiçbir zaman kullanamayacak demektir.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Seçimler, Partiler Adaylar ve Gezi Hareketi

Gezi Hareketinin parklarda yapılan forumlarında sık sık, bir konuşmacının çıkıp, yaklaşan mahalli seçimlerde bir aday göstermesi gerektiğinden; hareketin bir parti olarak örgütlenmesinden veya belli bir partiyi desteklemesinden söz edildiği görülüyor.
Hatta kimileri adayları bile öneriyor. Örneğin Sırrı Süreyya Önder’in Gezi Hareketinin İstanbul Belediye Başkanı adayı olması en sık rastlanan önerilerden biri.
Bu vesileyle, Gezi Hareketinin Seçimler ve Adaylar konusuna nasıl yaklaşması gerektiği üzerinde biraz duralım.
Önce şunu unutmamak gerekiyor: Gezi Hareketi kendiliğinden ortaya çıkmış, çok farklı ideolojik, siyasi görüşlerden insanları ortak bazı tepkiler ve özlemler temelinde bir araya getirmiş bir harekettir. Elbette hareketin gidişi içinde birçok insanın şimdiye kadarki görüşlerinde köklü değişmeler de oldu ve oluyor. Ama bu ortak politik ve ideolojik bir noktaya gelindiği anlamına gelmez.