29 Temmuz 2013 Pazartesi

Gezi Hareketi, HDK, Sırrı Süreyya ve Adaylık

Dün, HDK’nın Kadıköy’de yapılan olağanüstü İstanbul kongresinde, Sırrı Süreyya’nın yaptığı konuşmada, neredeyse İstanbul belediye başkanı adayı olduğu anlamına gelecek bir konuşma yaptığı anlaşılıyor. Kendisi bunu kast etmediyse bile herkes öyle anlamıştı. Bugün gazetelerde de bu anlamda haber ve yorumlar var.
Bu vesileyle konuya ilişkin radikal demokrat bir yaklaşımın ne olduğunu ve olması gerektiğini ele alalım.
Gezi Hareketi bu devlete ve sisteme karşı bir direniş, toplumun bir alternatif örgütlenme denemesi anlamına geldiği sürece genişleyebilir, birleştirebilir ve toplumu değiştirme özelliğini koruyabilir.

26 Temmuz 2013 Cuma

Tersinden Okumalar - Mal Varlıkları, Özel Hayat, Devlet Sırları, Ticari Sırlar

Park forumlarında, Atölyelerde vs. bugünkü kabillerimiz üzerine, onları sorgulayan tartışmalar olmuyor. Örneğin iletişimci arkadaşlar bizlere bilgilerimizi nasıl saklayacağımızı, özel hayatın gizliliğini vs. anlatıyorlar.
Peki ama bunu savunmak ne kadar doğru? Başka bir strateji gerekmiyor mu?
Böyle bir yığın konu var ki üzerinde hiç düşünülmeden eski paradigmalar çerçevesinde cevaplar aranıyor.
Aşağıdaki 2006 tarihli yazıda bir tersinden okuma yapılıyor. Bir de böyle bakmaya ne dersiniz?
26 Temmuz 2013 Cuma – Demir Küçükaydın

Mal Varlıkları, Özel Hayat, Devlet Sırları, Ticari Sırlar

Türkiye’de burjuvazi ile bürokratik oligarşi arasındaki kayıkçı dövüşünde, yolsuzluklar, karşı tarafı sindirmenin, tecrit etmenin, geri çekilişe zorlamanın bir aracı olarak kullanılmaktadır.
Bürokratik oligarşi, burjuvaziyi sindirmekte ve geri çekilişe zorlamakta bu aracı çok daha etkili ve başarılı olarak kullanmaktadır. Bu etkili ve başarılı kullanışın nedeni kendisinin daha temiz ve namuslu olması değil, bu silahları kullanabilecek pozisyonda olmasıdır.

19 Temmuz 2013 Cuma

Kürt Hareketini Eleştirmek Ama Nasıl? - Egemen Ulustan Bir Sosyalist Olmanın Zorlukları

Kürt Hareketini Eleştirmek Ama Nasıl?

Çok olağanüstü bin durum olmadıkça, Kürt hareketini hiç eleştirmemeye çalışırım. Bu çoğu durumda yanlış olarak, Kürt hareketinin hayranı olduğum gibi yorumlanır. Bu tamamen yanlış, metodolojik düzeyde, egemen ezilen ilişkisinin özgül mahiyetini kavrayamamakla; politik düzeyde ise bu yorumu yapanların gerici birer Türk milliyetçisinden başka bir şey olmamasıyla ilgilidir.
Neden?
Sırrı Süreyya’nın tanıttığı, çok bilinen bir deyiş vardır: “Kürtler bu ülkede her şey oluyor ama Kürt olamıyor”.
Bu genel olarak, politik ve hukuki düzlemde böyledir.
Ve bu düzlemde aslında Türkler Türk’ten başka hiçbir şey olamazlar[i].
Ancak bu düzenin muhalifleri söz konusu olduğunda, durum tamamen tersine döner.
Muhalifler arasında ise zavallı Türkler Kürtlerle aynı dertten muzdariptirler.
Türkler de bu ülkede sosyalist olabilirler, feminist olabilirler, pasifist olabilirler, anti-kapitalist Müslüman olabilirler, anarşist olabilirler, ekolojist olabilirler, hümanist olabilirler, ateist olabilirler vs. vs..
Ama Türk olamazlar?

18 Temmuz 2013 Perşembe

Gezi Hareketi, Teori ve Devrim

Teori ve Devrim, özellikle “teorinin teorisi” de denebilecek olan Metodolojinin Devrim ile ilişkisi sanılanın aksine çok yakın, iç içe geçmiş bir ilişkidir. Devrim Teorinin, Teori de Devrimin gerçekleşmesidir. Teoride “gerçek olan akli” olur; devrimde ise “akli olan gerçek”.
Metodoloji, temel kavramların nasıl tanımlanması gerektiği üzerine konuşur. Ama temel kavramları tanımlayacak temel kavramların neler olacağı ise, eskisine sığmayan yepyeni bir sıçrama momenti, bir yepyeni din gerektirir.
Ama o din, eski kuşakların geleneği yenilerin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü için, bulutsuz gökte çakan bir şimşek gibi ortaya çıkmaz. Eskinin, var olanın içinden, onun biçim ve anlam değişimiyle çıkar. Gerçek olan akli olur.

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Parklarda Öcalan Posteri veya Kürt Renkleri Niçin Gereklidir?

Gezi Hareketi de Kürt Özgürlük Hareketi de aynı demokratik özlemlerden kaynaklandığı için nesnel olarak müttefiktirler ve birleşmek zorundadırlar. Bu buluşma er veya geç gerçekleşecektir ve gerçekleşmelidir.
Ancak toplumsal mücadelelerde, hele zamanın hızlandığı zamanlarda sınıfların, farklı güçlerin aynı noktaya eş zamanlarda değil de farklı zamanlarda gelişleri, bir buluşmayı engelleyebilir ve taraflarda bir aldatılmışlık duygusu, kırılma yaratabilir.
Zaten şu an Gezi Hareketinin karşısında Kürt hareketinin gösterdiği soğukluk; zaman zaman temsilcilerle, beyanat düzeyinde ve “misafir sanatçı”lıktan öteye gitmeyen bir destek; yani harekete uzak durma;  bir yanıyla Kürt Hareketinin uzun yıllar süren bekleyişine, kimsenin gelmemesinin yarattığı kırgınlığın bir görünümünden başka bir şey de değildir.