2 Temmuz 2017 Pazar

Bir yazıda Üç Yazı

Birinci Yazı: Eleştiri Dostlara Yapılır; Barış Düşmanlarla Yapılır, İttifaklar ise Tutarsız ve Kaypaklarla

Bizim yazılarımızda bir CHP eleştirisi bulamazsınız, çünkü o bizim dostumuz değildir.

Hatta CHP hakkında genellikle ne kadar akıllı oldukları hakkında bol bol “övgü” görürsünüz. Örneğin Kılıçdaroğlu’nun bu #Adalet Yürüyüşü’nü başlatmasını çok akıllıca bir hamle olarak gördük ve değerlendirdik.

Kimileri, ki bunlar bizim sosyalistler arasında bol miktarda var, böyle övgülerin ancak düşmanlara yapılacağını bile anlayamayacak kadar okuduğunu anlamaktan acizler.

1 Temmuz 2017 Cumartesi

"Adalet Yürüyüşü" Bitti, Türk Ulusalcılarının, Şovenlerinin ve Irkçılarının Yürüyüşü Başladı.

Az önce aşağıdaki resmi gördüm. Acil olarak şu yorumumu paylaşıyorum.

Adalet Yürüyüşü artık Adalet Yürüyüşü olmaktan çıktı. Türk ulusalcılarının ve ırkçılarının yürüyüşü oldu.

HDP yürüyüşe baştan katılmayarak ve sahip çıkmayarak yürüyüşün böyle bir evrim geçirmesine olanak sağladı.

Bundan sonra yürüyüşe katılması ne mümkündür, ne de doğru olur.

Maalesef HDP tecrit oldu.

CHP başlangıçta sadece Adalet bayrağı açmıştı. Türk bayrağı hiç önde görülmüyordu.

Çünkü başlangıçta işin nasıl gelişeceğini bilmiyor ve sadece Adalet'i öne çıkararak Kürtlere de kapıyı kapamıyordu.

Baktı ki iş tuttu bu sefer Kürtlerin katılmasını engellemek için Türk bayraklarını öne çıkardı.

30 Haziran 2017 Cuma

#ADALET Yürüyüşü ve HDP’nin “Hal-i Pürmelâl”i

Özellikle #ADALET Yürüyüşü başladığından beri HDP’nin ne dediğini, nasıl bir politika izlediğini anlayan varsa beri gelsin.

Pervin Buldan: “#ADALET herkes için istenirse #ADALET olur. Sadece kendilerine yapılan haksızlıklar için #ADALET aramak yanlıştır. Bizler yürüyen yurttaşlarımız Kandıra’ya ulaştıklarında manevi bir karşılama yapacağız. Fakat yürüyüş Edirne’ye kadar uzatılırsa bizler de #ADALET arayışlarının samimiyetine inanarak dâhil oluruz.”

29 Haziran 2017 Perşembe

Sosyalistler ve Sol Neden “Ofsayt”ta?

Bu gün dünyadaki her hangi bir soruna, insanlığın kurtuluşu, hatta varoluşunu sürdürmek için önündeki en büyük engelin uluslar olduğunu görmeyen ve ulusların varlığının fiili bir ırkçılık anlamına geldiğini kavramayan her politik parti veya hareket, birden bire kendini en kötü gericiliğin destekçisi olarak bulur.
Dünyaya böyle yaklaşmadığınız sürece, dünyayı ve ondaki politik gelişmeleri anlama ve onlara karşı bir politik tavır ve program geliştirme şansınız olmaz.
Soruna böyle yaklaşmadığınız sürece, bu gün dünyaya egemen olan ulus devletlerin ırkçı bir sistemin araçları olduğunu göremezsiniz. Yani ırkçılığı bir tehlike olarak görürsünüz, yeryüzü ölçüsünde var olan bir sistem, gerçek olarak değil.
Böyle yaklaşmadığınız sürece siz bir ulusçulusunuzdur; insanların değil ulusların eşit olduğu insanların ancak uluslar aracılığıyla eşit olabileceği gibi bir yaklaşıma sahipsiniz demektir.

21 Haziran 2017 Çarşamba

#ADALET Nöbetlerinde Bulunmak ve Buluşmak! Nasıl ve Neden?

Yarın (22 Haziran Perşembe) Hayır Kadıköy Meclisi Yoğurtçu Parkı’nda bir tek gündemle toplanacak ve #ADALET yürüyüş ve nöbetlerini ve neler yapılabileceğini görüşecek.

Bu vesileyle, biraz “hariçten gazel okumak” gibi de olsa, görüş ve önerilerimizi bir kere daha yazalım. Belki birileri okur, belki gündeme alınır ve tartışılır. Gündeme alınıp tartışılırsa aklın yolu bir olduğundan, büyük bir olasılıkla insanların kendi deneme ve akıl yürütmeleriyle benzer sonuçlara ulaşılacağına inanıyorum.

Önce şu ana kadarki duruma bakalım.