Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Bilim Sanat Yaşam Söyleşileri bağlamında 21. Yüzyıl'da Din başlığı altında Demir Küçükaydın'ın yaptığı söyleşinin iki bölüm halinde videoları.
Tarih: 26. Mart 2014, Yer: A.Ü.S.B.F, Şeref Salonu.
Birinci Bölüm:
http://www.dailymotion.com/video/x1lhvgt_demir-kucukaydin-21-yuzyilda-din-bolum1_school
İkinci Bölüm:
http://www.dailymotion.com/video/x1lhwu1_demir-kucukaydin-21-yuzyilda-din-bolum2_school
3 Nisan 2014 Perşembe
1 Nisan 2014 Salı
Seçim Sonuçları ve Somut Öneriler
Seçim sonuçları demokratik özlemlere dayanan ama demokratik
bir programdan yoksun demokratik olmayan bir muhalefet ve sosyal kazanımlara
dayanan ama sosyal olmayan bir iktidar tablosu çizmiş bulunuyor.
Bu tablo aynen Gezi’de de görülüyordu.
Demokrasi her şeyden önce Ulusun ya da Devletin ya
da Politik olanın sınırları ve
tanımıyla ilgilidir.
Demokrasi her şeyden önce eşit yurttaşları ve onların
haklarını varsayar.
Ama yurttaşlık, yani ulus, yani politik olan, yani devlet,
Türklükle ve Sünni Müslümanlık ile tanımlanmışsa, orada demokrasiden söz
edilemez; çünkü artık eşit yurttaşlardan süz edilemez.
Türk olmayan veya kendini öyle görmeyenlerden alınan
vergilerle Türkçe eğitim zorunlu olarak sürdürülüyorsa. Hele bu dille sınırlı
kalmayıp, ırkçı bir tarih anlayışıyla da destekleniyor ve her alanda fiili olarak
uygulanıyorsa, orada demokrasiden söz edilemez.
30 Mart 2014 Pazar
Hikmet Kıvılcımlı’nın Yarım Yüzyıl Önce Bugün İçin Yazdığı Bir Yazı: neden Böylesine Coşarlar?
Yarım Yüzyıl önce Hikmet Kıvılcımlı’nın Türkiye’nin Ekonomi ve Politikasına yönelik olarak 1965’teki seçimler vesilesiyle yaptığı analizi aktarıyoruz. Sanki bugün için yazılmış gibi.
Yarım yüzyılda hiçbir şeyin değişmediği çok daha iyi görülüyor.
Bugünkü Türkiye’nin ekonomi temeli ve politikasını anlamak için nefis bir yazı.
Ayrıca edebi olarak da tadına doyum olmaz bir yazı, ama bazı lezzetleri tadabilmek belli bir gayret gerektirir.
D.K.
31 Mart 2014 Pazartesi
Neden Böylesine Coşarlar?
Hikmet Kıvılcımlı
Seçim kampanyası açıldı. Türkiye’de hiçbir “İŞ” seçim kadar heyecan ve ter döktürmüyor. Çünkü seçim, yalnızca bir “SEÇİM” değil, aynı zamanda en büyük “İŞ”tir. Amerikalı “İş adamı”nın güttüğü anlamda bir “İŞ”, işverenin “İş Bankası”, İşçinin son yıllar Devlet zoruyla haraca bağlanışı demek olan sendikacı “Türk-İş” gibi
29 Mart 2014 Cumartesi
Kısa Kısa
Gezi’nin Söz, Slogan ve İmgelerini Kullanmalar Üzerine Kısa Bir not
Gezi Direnişi günlerinin bütün isim ve sıfatları; bütün slogan ve imgeleri, Gezi’nin ruhunu iğdiş edenlerin elinde bu iğdiş edişin bayraklarına dönmüş durumda.
Bütün devrimlerden sonra böyle olur zaten. Muaviye askerlerinin mızraklarına Kuran yaprakları astırmıştı; Stalin ve Stalinizm, Leninizm bayrağıyla Lenin’i ve Leninizm’i tasfiye etmişti. Napolyon Fransız Devriminin bayrağıyla devrimi boğmuş ve imparatorluğunu ilan etmişti.
Gezi de bundan kendini kurtaramazdı ve kurtaramadı. Birisi kendisini Gezi’nin kavramları üzerinden mi tanımlıyor? Kuşkuyla yaklaşmalı. Onun prestiji üzerinden Gezi’nin devrimci özüyle ilgisiz hatta karşı görüşleri savunuyordur.
Bu nedenle örneğin artık „Çapulcu“; „bu daha başlangıç mücadeleye devam“ gibi isimler ve sloganları daha baştan kuşkuyla karşılamakta yarar var. Zaten hepsi şimdiden ulusalcıların ya da utangaç ulusalcıların dilinden düşmez oldu.
15 Şubat 2014 Cumartesi
“Ali Dayı”nın Anısına
(Bugün sabah eski
Devrimci İşçi’den iki arkadaşa rastladım. Kısa bir hoşbeşten sonra Ali Dayı’nın
vefatı dolayısıyla yapılacak anmaya gideceklerini söylediler. Ali Dayı (İbrahim
Sevimli) vefat edeli 12 yıl olmuş. Biz de kendi meşrebimizce analım vefat ettiği
zamanlarda ardından yazdığımız bir yazıyla.
Bu yazıda sözü geçen
dönemler hakkında daha ayrıntılı bilgi ve yazılar Göçmenler,
Siyahlar ve Irkçılık Üzerine (linkleri tıklayınız) Vefat eden diğer dostlar
üzerine yazdıklarımız da Gidenlerin
Ardından başlığı atındaki kitaplarda bulunmaktadır. İndirilebilir.
15 Şubat 2014
Cumartesi
Demir Küçükaydın)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)