16 Şubat 2023 Perşembe

"Milletler ve Milliyetçilik Nedir?" Konulu Sunum

Değerli Arkadaşlar, "Renkler ve Pencereler" grubunun düzenlediği "Perşembe Söyleşileri" serisinde bu hafta, 16 Şubat Perşembe akşamı, Türkiye Saati ile 21.00 - 23.00 arasında "Milletler ve milliyetçilik Nedir?" konulu bir sunum yapacağım ve sonra da tartışılacak. Epeydir geliştirdiğim tezlerimi bu vesileyle açıklamak ve tartışmak isterim. Dilerim ilgi duyan herkes katılır ve verimli bir tartışma olur. Toplantının linki Perşembe günü gruba iletilecek. Link üzerinden katılmak mümkün. Bu nedenle şimdiden bu toplantıyla ilgili olarak açılmış olan “Milletler ve Milliyetçilik” isimli WhatsApp grubuna katılırsanız, hemen haberiniz olabilir ve katılabilirsiniz. Gruba katılma linki:

https://chat.whatsapp.com/GVeKplFfZQR7u53yKYS7wo

Toplantı konusuyla ilgili iki kitap (“Marksizm Milletler ve Milliyetçilik (Sosyalizmin Milliyetçilikle İmtihanı)” ve “Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş”) PDF ve EPUB formatlarıyla, konuyla ilgili bir Power Point Sunumu, Konunun Önemine ilişkin kısa açıklama ve Sunumu yapacak olanın biyografisi, kitaplarının listesi ve adreslerini içeren dosyalar şuradan indirilebilir:

https://disk.yandex.com.tr/d/vYwOd-dQIh3aHA

7 Şubat 2023 Salı

Deprem, Başkanlık Rejimi, Başkan ve Seçimler

Erdoğan hiç görünmüyor.

Bir ihtimal hasta olabilir.

Belki de akla bile gelmeyecek başka neden vardır.

Bilmiyoruz.

Böyle bir felakette bile günlerce ortalıkta görünmemesi ve sesinin çıkmaması her halükarda ortada normal bir durum olmadığını gösteriyor.

Herkes canının derdine düştüğünden veya canının derdine düşenlere destek olmak için bir şeyler yapmak için çırpındığından bu garip duruma dikkati çeken pek bulunmuyor.

Hele ki, Erdoğan gibi, güç ve iktidarı elinde bulundurmak için hiçbir fırsatı kaçırmayacak, böyle bir felakette bile, kendisine karşı oluşmuş memnuniyetsizliği amorti etmek için “Allah’ın bir lütfu” olarak görecek bir insanın ortalıkta görünmemesi, sesinin çıkmaması garip değil mi?

4 Şubat 2023 Cumartesi

“Millet İttifakı” Yenilgiye, HDP Hezimete Gidiyor - “Millet İttifakı” Yenilgiden, HDP Hezimetten Nasıl Kurtulabilir?

Başlığın zorladığı şu soruyla başlayalım.

Peki neden Millet İttifakı yenilgiye gidiyor da HDP hezimete?

Muhalefetin yenilgisi, Millet İttifakının da HDP’nin de yenilgisi olacak, aynı sonuç Millet İttifakı’nda yenilgi sonucuna yol açarken neden HDP’de hezimet sonucuna yol açsın ki? Bunda bir mantıksızlık yok mu?

Yok.

Aynı olgunun farklı özneler için farklı sonuçlar vermesinin iki nedeni var.

3 Şubat 2023 Cuma

Muhalefeti Yenilgiden, Demokratları Hezimetten Kurtarmak İçin Kampanya

"Söyledim ve kendimi kurtardım" diyordum son yazının son cümlesinde. Söylenecekleri söyledim ve günah benden gitti anlamında.

Vicdanım rahat.

Kendimi kurtardım ama HDP’yi, Muhalefeti ve insanların geleceğini de kurtarmak gerekiyor. Beklemek bize yakışmaz. Yanan eve, ya da bataklığa girmek ve kurtarmak için her şeyi yapmak gerekiyor.

“Millet İttifakı”nı yenilgiden, HDP’yi ve destekleyicilerini hezimetten kurtarmaya çalışmak gerekiyor.

Bunun için bir imza kampanyası başlattım.

29 Ocak 2023 Pazar

“Hesap Hataları” ve “Sosyalist Bakireler” Üzerine

“Daha büyük güvenle ve metanetle zafere doğru yürüyebilmemiz için tek bir eksiğimiz var: bütün ülkeler devrimcilerinin, taktiklerinde azami esneklik göstermeleri gereğinin açık ve derin duyusu. Bugün devrimci hareketin en önemli eksiği ve özellikle ilerlemiş ülkelerdeki hareketin en büyük eksikliği işte bu bilincin olmamasıdır ve pratikte bu bilinçten esinlenebilme sanatının olmamasıdır”

(Lenin, “Sol” Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı, abç.)

*

Biz teoride ne kadar uzlaşmak nedir bilmez, en küçük bir prensip pazarlığını en müthiş aykırılık sayarsak, pratikte o kadar "sivrisinekten yağ çıkarmak", ya da "domuzdan kıl koparmak" zorundayız. Buradaki taktik esnekliği işte bu anlama gelir. Esnekliğin burada başlıca iki anlamı vardır.

1-  Eğilip bükülebilir olmak: Okuma kitaplarında hep görmüşüzdür:

Fırtına ortalığı kasıp kavururken sert meşe, ağır gövdesiyle bir milim bile eğilmeye razı olmaz, oysa dere kıyısındaki kurnaz saz, fırtına sürdükçe "yerle yeksan olur", çamurlara doğru eğilir. Fırtına geçtikten sonra meşe, dalı budağı kırılmış bir küstü kütük şeklinde mahvolmuş görünür. Fakat saz, hiçbir şey olmamış gibi, yine ayakta dimdik!.. İşte taktik esnekliği derken, komünizmin anladığı, bu tür yapı ve prensiplerini bozmaksızın eğilip bükülmedir. Meşe ile saz kıssasından çıkarılacak hisse de budur: Burjuvazinin saldırısı fırtınalaştı mı, kırılıp dökülmeden eğilmek, sonra dimdik ve olduğu gibi kalkmak için, fırtınaya uymaktır.

(Dr. Hikmet Kıvılcımlı, “Yol”, “Taktik Ana Halkası: Legaliteden Yararlanma”. abç.)