21 Nisan 2017 Cuma

YSK Kararı Erdoğan’ın Yeni Bir Darbesidir, Direnmek Temel Yurttaşlık Görevidir, yani Farzdır

Bir olgu ya da nesneyi nasıl tanımladığınız, nasıl kategorize ettiğiniz, özellikle politik mücadelede hayati önemdedir. Politikanızı stratejinizi ve taktiklerinizi ona göre belirlersiniz.
Çünkü A diyen B de der.
Olguları adıyla adlandırmaktan korkup A demiyorsa veya A demekle birlikte politik veya mantıki bir tutarsızlık içinde B demekten imtina ederse, kimse tarafından ciddiye alınmaz ve alınmayı hak etmez.
Bu tutarsızlıkları YSK kararı bağlamında görelim.
*
YSK kararı nedir?
YSK kararını yanlış verilmiş bir hukuki karar olarak tanımlamak ve kendini hukuken düzeltilmesi için hukuk yollarını kullanmakla sınırlamak, bu karar sonucu ortaya çıkan fiili durumu meşrulaştırmak dolayısıyla o durumun oluşmasına katılmak ve suç ortağı olmak anlamına gelir.
Bu da YSK kararı bağlamında Anayasanın çiğnenmesine ayaklarıyla oy vermek demektir.
CHP ve HDP’nin şu an yaptığı fiilen budur.

20 Nisan 2017 Perşembe

CHP’nin Cevabı: “Ben Mecliste Kalıyorum, #HAYIR Diyenler Sokaktan Çekilsin”

CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun yaptığı sadece tutarsızlık değildir.
Zaten kimsenin bir parça bile tutarlılık beklediği yoktu.
Ama yaptığı, bizzat sokağa, direnmeye çağırdığı insanları sırtından hançerlemektir; vatandaşlık hakkını kullanmak üzere direnmeye çağırdıklarına ihanettir.
Neden ve nasıl?
CHP önce şunu diyor:
“"Yasa, 'Mühürsüz oy pusulası geçersizdir' diyor. Takdir hakkını hâkime bile bırakmıyor. Hukuk buna ‘Emredici hüküm’ diyor. Anayasa Mahkemesi’nin de aynı doğrultuda kararı var.”
Yani hak ve hukuku koruması gereken organlar bizzat hak ve hukuku çiğnemiştir.
Halkın dediği gibi “işi yapan kadı, kadıyı kime şikâyet edeceksin”. “Balık baştan kokmuş”.
Et kokarsa tuz basılır. Ya tuz kokarsa”.

19 Nisan 2017 Çarşamba

#HAYIR’dan Hukuk’a, Hukuk’tan Haklar’a ve Demokrasi’ye

#HAYIR Hareketi ve şimdi de Yüksek Seçim Kurulu’nun açık hukuksuzluğuna #İTİRAZ Hareketi ya da #İPTAL Hareketi Türkiye’deki siyasi mücadele arenasına yeni bir öznenin girişi anlamına gelebilir.
Bu hareketin özelliği, şimdiye kadar bölünmüş ve birbirine karşı kullanılmış kesimlerin ortak bir hukuk ve demokrasi özleminde bir araya gelmesidir denebilir.
Ancak hiçbir hareket belirsiz özlemler üzerinden oluşamaz ve örgütlenemez.
Somut programlara, parolalara, hedeflere ihtiyacı vardır.

18 Nisan 2017 Salı

#HAYIR Hareketi Sokaklardan Çekilmemeli– CHP ve HDP Meclisten Çekilmelidir

#HAYIR kampanyasının ortaya çıkardığı henüz bir rüşeym (tohum) halindeki #HAYIR Hareketi, bu sonuçları tanımadığını ilan etmelidir.
Erdoğan yaptığı her türlü kanun tanımazlığın ve hukuksuzluğun, emrivakilerin n üzerine yatmayı adet edinmiş bulunuyor.
Bu referandumda yapılan hukuksuzluğun üzerine yatacağını da “Atı alan Üsküdar'ı geçti” diyerek resmen ilan etmiş bulunuyor.
Bizler de Üsküdar’ı vermedik, Atı da vermeyeceğiz diyebilmeliyiz.
Bu sefer ne olursa olsun bu emrivakiinin üzerine yatılmasına imkân verilmemelidir. Bu son mevzidir. Buradan geri adım atılmamalıdır.
Bütün ciddi zaferler ancak böyle bir kararlılıkla kazanılmıştır. Hitler Stalingrad’ta, birliklerin geri adım atmama kararlılığıyla bozguna uğratılmıştır. En son IŞİD Kobani’de yine aynı kararlılıkla yenilebildi.

Erdoğan’ı Türkler Kurtardı - Evet’in Mimarı Türkler

Ezop, bir köle olarak, söyleyeceklerini doğrudan söyleyemeyeceği, ancak söylemeden söyleyebileceği için, “Ezop Masalları” diye bilinen hayvan hikâyeleriyle meramını anlatıyordu.
Bu davranışta ezilenlerin, alttakilerin bir teslimiyeti değil; bir direnişi vardır.
Nitekim modern toplumsal mücadeleler tarihinde bile baskı ve zorbalık rejimlerinde “Ezop Dili” baskı ve zorbalığa direnenlerin güçlü bir silahı olagelmiştir.
Ancak bir de köleliği içselleştirenlerin dili vardır. ABD’deki siyah hareketi, bunlara “Tom Amca’nın Kulübesi”nden hareketleTom Amcalar” der.
Siyahların hareketi “Tom Amca”lığa karşı mücadele içinde ortaya çıkabilmiştir.