28 Haziran 2014 Cumartesi

Spor Sosyolojisi, Uluslar ve Ulusçuluk

Futbol asla yalnızca futbol değildir” diye futbol sosyolojisiyle ilgilienenlerin dillerinden düşürmediği bir söz vardır. Bunlar bunu söylerken, belli takımların varoluşları ve taraftar kitleleriyle sınıfsal ya da ulusal ezilmişlik arasındaki bağlantıları; egemenlerin futbolu kullanışı (örneğin Salazar’a atfedilen Futbol, Fiesta, Fado); ya da Gezi’de de görüldüğü gibi futbol takımı taraftarlarının sosyal hareketlerdeki etkileri; işçi sınıfının varlığı ile futbol arasındaki ilişki vs. ele alınır.
Elbet bu alanda, bu tür çalışmalarla birçok ilginç sonuçlara ulaşılmış olabilir. Ama çok temel iki sakatlık vardır bütün bu çalışmalarda:
·         Sporun ve futbolun en ideal biçimde, örneğin hiç ticarileşmemiş, egemenlerin baskı aracı olmamış, ezilenlerin tepkisinin ifadesi olmamış biçimlerinin bile aslında modern toplumun dininin bir görünümü; yani işgücünün yeniden üretiminin masraflarını düşürmenin bir aracı olduğu gerçeğini problematize etmezler.

27 Haziran 2014 Cuma

Bireysel Üyelik Kampanyası Üzerine

6 Haziran’da yaklaşan HDK ve HDP kongreleri vesilesiyle internet üzerinden “Bireysel Üyelik - Biricik Çözüm, Biricik Üyelik” başlıklı bir imza kampanyası başlatılmıştı. Başlatanlar olarak da “Radikal Demokratlar Platformu” imzası kullanılmıştı.
Aradan 20 gün geçtiğine göre, bir bilanço çıkarılabilir.
Kampanyaya 259 imza verildi. (Ancak birçok kişi sayfaya girmelerine rağmen imza veremediklerini de belirtti)
İmza verenlerin bir listesi ve yorumları bu yazının en altında yer almaktadır.
Kampanya geç başladı, özellikle HDK kongresinde, neden altı ay önce başlatılmadı diye eleştirenler oldu.
Yeterince duyurulamadı.

26 Haziran 2014 Perşembe

Demokrasi ve Doğru Kararlar

Pek anlaşılmayan bir konu doğru bir politika ile demokratik karar mekanizmaları arasında doğrudan bir ilişki kurulamayacağıdır. Dolayısıyla demokratik olarak örgütlenmiş bir örgüt veya bir kongre doğru kararlar alır; anti demokratik olarak örgütlenmiş bir örgüt veya bir kongre de yanlış kararlar alır diye bir çıkarsama da yapılamaz.
Demokrasi neden doğru kararları garantilemez?
Çünkü insanların kısa vadeli çıkarlarıyla, uzun vadeli çıkarları; genelin çıkarıyla parçanın veya zümrenin çıkarı her zaman özdeş, uyumlu ve çelişkisiz değildir. Tarihin çok istisnai dönemleri dışında bunlar arasında genellikle hep çok derin ve sert çelişkiler vardır.
Komünist demek, işçi sınıfının ve insanlığın, tarihsel ve genel çıkarını savunan demektir. Stratejisini ve günlük taktiklerini bile bu amaç bağlamında belirleyen demektir.
İnsanlar ise genellikle kısa vadeli ve kendi bireysel ve/veya zümresel çıkarlarına göre davranırlar.

25 Haziran 2014 Çarşamba

HDK – HDP Kongreleri ve Farklı Soyutlama Düzeyleri

İzlenim, adı üstünde yüzeysel olan; görünür olandır. Dün “İzlenimler”e devam edemedik, dolayısıyla konu biraz eskidi sayılır. Bu durumda, “İzlenimler”e devam etmektense, biraz daha derine girmeyi deneyelim. Ama yine de “izlenim” babından bizim de kimi benzer gözlemlerimizi içeren ve doğrulayan birkaç yazıya işaret edelim:
·         T24’de Aydın Engin’in, 'Halkların' tamam, peki 'Demokratik'?
·         Özgür Gündem’de Ayhan Bilgen’in Öcalan gölgesinden, Öcalan damgasına
·         Başlangıç’ta Ecehan Balta’nın, HDP Kongresi: Kısa Bir Değerlendirme

23 Haziran 2014 Pazartesi

HDK ve HDP Kongre İzlenimleri

Kongre’lerin daha geniş bir perspektiften analizini ayrı bir yazıyla veya başka yazıların içine yedirilmiş olarak yapmaya çalışırız. Ancak ilk elde izlenimleri kısaca aktaralım.

“Gerçek olan aklidir” ama “Akli olan da gerçektir”

Kongre öncesinde yapılan eleştiri ve öngörüler epey geniş bir kesime ulaşmıştı, izleniyordu, üzerinde konuşuluyor, tartışılıyor ve haklı bulunuyordu.
Ancak bunların hepsi birbirinden habersiz bireysel değerlendirmeler olarak kalıyorlardı.
Kongre öncesindeki yazılarda yapılan eleştiriler maalesef şu an da aynen geçerlidir ve öngörüler gerçekleşmiştir.