18 Mayıs 2017 Perşembe

HDP’nin Hal-i Pür Melali

Önceki yazımızda “Kürt Özgürlük Hareketi, HDP ve Hayır Meclisleri”ni kastederek şu sözlerle başlamıştık:
Bu üç odağın da programatik, stratejik ve örgütsel olarak sonuçları uzun vadede görülebilecek çok köklü dönüşümler yapmaları, kararlar almaları gerekiyor.
Bu nedenle önümüzdeki günlerde, bu örgüt ve hareketlerin program, strateji ve örgütlenme konularında ne gibi değişiklikler yapmaları gerektiği konusuna yoğunlaşmalı”.
Bu Pazar HDP’nin bir kongresi var. Bu nedenle öncelikle HDP üzerinde yoğunlaşalım.
Ama önce birkaç ön açıklama.
HDP’nin bürokratik yapısının, burada dile getirilecek eleştiri ve önerileri dikkate alacağını düşünmüyoruz.

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Hayır Meclisleri, HDP ve Kürt Özgürlük Hareketi

Bir araba ile bir yere giderken bile hep aynı hızla ve sürekli olarak gidemezsiniz. Ara sıra mola vermek, arabaya yakıt koymak, motorun yağına, lastiklerin havasına bakmak gerekir.
Referandumdan sonra, öncesindeki gibi bir enerji ve eylemlilik elbette süremezdi.
Şimdi içinde bulunduğumuz dönem bir hazırlık, birikim dönemidir. Sökükleri dikme, biraz güç toplama ve yeni mücadelelere hazırlanma dönemi. Bu sadece bizlerin yorgunluğunun ortaya çıkardığı bir zorunluluk da değil; aynı zamanda karşı tarafın da toparlanma ihtiyacı içinde olmasından dolayı bizim için bir küçük fırsat.
Demokrasi güçleri bu dönemi iyi değerlendirmeli. Şu an bir birikim, bir hazırlık, bir toparlanma dönemi. Fırsat olduğunda hazırlığını iyi yapamayanlar mücadelenin ısındığı zamanlarda da başarısız olurlar.

5 Mayıs 2017 Cuma

OHAL ve KHK’ların Ekonomi Politiği

Bir Sosyal Devrim ile bir Karşıdevrim’in her zaman çok temel bir farkı vardır.
Bir Karşı Devrim, mülkiyetin sahibini değiştirir, ilişkilere ya da yapıya dokunmaz.
Bir Sosyal Devrim ise ilişkileri değiştirir mülkiyetin sahibi ile uğraşmaz.
Burada sahiplik kavramını sadece belli bir mülkiyetin sahibi olarak da anlamamak gerekir. Kadrolar, “münhal” (boş) işler, verilen ihaleler, yok pahasına devredilen veya işlemeye verilen, kiralanan kıymetli araziler, tesisler vs.yi de bunlara eklemek gerekir.
Türkiye’de bütün karşı devrimler, bütün demokrasi düşmanlığı ve bu keyfi, baskıcı, militer devlete duyulan taparcasına hayranlık, hem dar; hem de bu geniş anlamıyla bu mülkiyetin sahiplerinin el değiştirmesi üzerinden yürür.

3 Mayıs 2017 Çarşamba

“Kartaca Yıkılmalı” – Erdoğan Gitmeli

Raviyanı ahbar ve muhaddisanı ruzigar rivayet ederler ki”, Roma’lı, yaşlı senatör Cato, hangi konuda konuşursa konuşsun, her konuşmasını “körün değneğini bellediği gibi” daima, “bu vesileyle de şunu eklemeliyim ki Kartaca yıkılmalı” diye bitirirmiş. (Ceterum censeo Carthaginem esse delendam)
Kartaca, Fenikelilerin açtığı Akdeniz ticaret yollarının yine Fenike kökenli bir koloniden çıkmış mirasçısı idi.
Genç Roma ancak yaşlı Kartaca’nın Akdeniz ticaretindeki egemenliğine, Kartaca’yı taş üstünde taş bırakmamacasına yok ederek son verdikten sonra, Roma-Bizans-Osmanlı diye sürecek Akdeniz-Ortadoğu uygarlık alanının birliğini ve ticaret yollarının güvenliğini sağlayabilmiştir.
Hıristiyanlık da Akdeniz-Ortadoğu uygarlığının ekonomik temeldeki bu birliğinin üstyapıdaki bir yansımasından başka bir şey değildir özünde.

30 Nisan 2017 Pazar

1 Mayıs Vesilesiyle Enternasyonalizme Karşı

Enternasyonalizm kavramı bu gün otantik anlamını çoktan yitirmiş bulunmaktadır. Enternasyonalizm, bu gün büyük ölçüde işçilerin uluslararası dayanışması; hatta işçiler bir yana halkların ve ulusların bir dayanışması olarak anlaşılmaktadır.
Enternasyonalizm, ne işçilerin ne halkların ne de ulusların uluslararası dayanışması değildir.
Bırakalım ulusları, halkları bir yana, onu işçilerin dayanışması olarak anlamak, yorumlamak ve tanımlamak, onun içini boşaltmak demektir.
Çünkü Enternasyonalizm bağımsız birimler arasındaki karşılıklı çıkarlara dayanan; basit bir toplam gibi bir birlik anlayışı ve dayanışma değildir.
Enternasyonalizm, bir ülke proletaryasının çıkarlarının, dünya proletaryasının çıkarlarına tabi olması, her hangi bir ülke proletaryasının dünya proletaryasının zaferi için azami olanı yapmasıdır.
Yani enternasyonalizm, cebirsel bir birlik anlayışına dayanır. İlk bakışta ve kısa vadede bir veya birkaç parçanın aleyhine olan, bütünün, yani dünya proletaryasının çıkarına olabilir. Tıpkı cebirde eksi ile eksinin çarpımının artı sonuç vermesi gibi. Tıpkı askercil ordular savaşında, birliklerin ordunun genel çıkarlarına tabi olması gibi.