13 Haziran 2014 Cuma

Şerdeki Hayır – PKK’nın Günü Gelirken

İŞİD’in Musul’u ele geçirmesi bir Şer’dir ama büyük hayırlara gebe olabilir.
Çünkü Ortadoğu’da tüm dengelerin alt üst olması ve kartların yeniden karılması anlamına gelmektedir.
Ve bu gelişmelere bağlı olarak da PKK bölgenin kaderinin belirlenmesinde biricik kabul edilebilir ve bir barış şansı sunabilen alternatif olarak giderek öne çıkacaktır.
Neden ve nasıl?
*
Madem Dünya futbol şampiyonası başlıyor, öyleyse futboldan bir analojiyle başlayalım.
Futbolda iki türlü oyun vardır. Toplu oyun, topsuz oyun. Elbette bir oyuncunun topu ayağına aldığında topla çok iyi oynamayı bilmesi gerekir. Ama bir de topsuz oyun vardır: topun gideceği yeri sezerek önceden orada yer tutmak. İyi oyuncular bunlardır.

10 Haziran 2014 Salı

Türk Bayrağı, Kürt Bayrağı ve Beyaz Bayrak

Bugünün Türkiye’sinde üç program, “üç tarzı siyaset” üç bayrakta ifadesini bulmaktadır: Türk Bayrağı, Kürt Bayrağı ve Beyaz Bayrak. Bunlar her şeyden önce ulusun nasıl tanımlanacağına ilişkin programlardır.
Birinci “Tarzı siyaset”in sembolü Türk bayrağıdır.
Bugünün Türkiye’sindeki bütün partiler, ulusun Türklükle tanımlanmasını savunmakta ve bunda bir sorun görmemektedirler. Türklüğün de kan, ırk ve Orta Asya’dan kaynaklanan bir tarihle tanımlanmasını savunurlar ve bunda da bir sorun görmezler.
Dolayısıyla bütün partiler, hepsi sömürgecilik ve 19. Yüzyıl usulü biyolojik ırkçılığa dayanırlar ulusu ve Türklüğü tanımlarken. Onun da geç gelmiş ve geç geldiği için de daha da saldırgan Alman emperyalizminden kaynaklanan versiyonuna dayanırlar.

7 Haziran 2014 Cumartesi

Seçimler, Blog Adayları ve Ertuğrul Kürkçü’nün Seçilmesinin Anlamı

Çok önceydi, daha seçimler gündemde yoktu, bir arkadaş grubunda, BDP’nin gelecek seçimlere de bağımsızlarla katılması gerekeceğinden ve bu sefer adayları belirlerken daha az hata yapacaklarından ve dışarıdan gösterilebilecek veya gösterilmesi gereken adayların kimler olacağından ve olması gerektiğinden söz ediyorduk. O zaman, özellikle seçilebilir yerlerdeki adaylar arasında olmasını dilediğim dört isimden söz etmiştim. Bunlar Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Veysi Sarısözen idi.

Doğrudan Demokrasi - Temsili (Dolaylı) Demokrasi – Akışkan Demokrasi vs.

Yarın (8 Haziran) saat 14.00 – 18.00 arasında, “Gezi’nin Bakiyesi” başlığı altında yapılan “Forum/Çalıştay”ların ikincisi var.
Konular:
1)      Özyönetim ve Doğrudan demokrasi: Kavramlar
2)      Forumlar, Dayanışmalar ve İşgallerde Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Yazılarımızı izleyenler görecektir ki, aslında son zamanlarda yazdığımız yazıların büyük bir bölümü bu Forum/Çalıştay’ın konusuyla ilgiliydi.
Örneğin şu yazılar “Kavramlar” bölümüyle ilgiliydi.
Bu yazılar aslında daha devam edecekti. Bu kavramlarla Demokrasinin sosyolojik bir tanımlamasını yapmaya çalışıyorduk. Ancak zaman yokluğundan ve diğer konularda yazmamız gereken yazıların çokluğundan devam edemedik.
Yine de daha önce bu konuda yazıp derlediğimiz iki kitapçık eksiği bir ölçüde olsun giderip bir kavramsal arka plan sağlayabilir. Bu iki kitapçık, üzerlerine tıklanınca çıkacak şu adreslerden kolaylıkla indirilebilir:

6 Haziran 2014 Cuma

HDK ve HDP’de Bireysel Üyelik Kampanyası Hakkında

Bu ayın 21 ve 22’sinde HDK ve HDP’nin kongreleri olacak.
Yine her zamanki gibi “bileşen”lerle yapılmış görüşmelerle kararlar önceden alınacak. Yine aslında bir program akışından başka bir şey olmayan bir “gündem” ilan edilecek ve kararlar alınacak. Yine medyatik olarak “çok renkli” imgelerle mesajlar verilecek. Yine herkes protokoldeki yerini alacak; yine protokol sırasıyla konuşmalar yapılacak; protokoldekilerin en önde yer aldıkları resimler yayınlanacak. Yine kongrelerin başarıyla tamamlandığı söylenecek.
Ve yine gelenler bu mizansenin figüranlarından başka bir şey olmadıkları hissiyle geri dönecekler.
Ve bu örgütler sözüm ona Türkiye’deki Radikal Demokrasi mücadelesini örgütleyecek, yürütecek ve zafere götürecekler.
Eğer böyle giderse bırakalım zaferi bir yana en büyük hezimetler kaçınılmazdır.