Dün “HDP’nin
Yeniden Yapılanması İçin Bir Girişim” başlıklı yazımızda bu girişimin amaçlarını
ifade eden duyuru ve çağrısını yayınlamıştık. Bugün girişimin HDP için önerdiği
alternatif Program
ve Tüzüğü
aktaracağız.
Elbette bu Program ve Tüzüğün kabulü için önce tartışılması;
tartışılması için de HDP Konferans ve Kongrelerinin Gündemine alınması gerekir.
Dünyadaki bütün olağan Kongrelerde kongre divanı önce gündem
önerilerini alır; lehine ve aleyhine konuşacaklara söz verir ve sonunda o
konuların gündeme alınıp alınıp alınmayacağı; alınacaksa hangi sırayla
alınacağı üzerine oylama yapar.
Böyle olacağı ve olması gerektiği varsayımından hareketle bu
girişim, öncelikle Program ve Tüzük konularının gündeme alınmasına yönelik
olarak bir imza kampanyası başlatmış bulunuyor. HDP Delege, Üye ve Sempatizanları
ne kadar çok bu gündem önerisini imzalarsa önerinin o kadar görmezden görülme
ihtimali azalır. Bu nedenle HDP’nin Program ve Tüzüğünün değişmesini
isteyenlerin öncelikle bu imza kampanyasına katılmaları ve yine tanıdıklarını
bu imza kampanyasına katılmaya devat etmeleri yerinde olur.
Bu Gündeme ilişkin kampanyanın adı: “HDP'nin
Program ve Yapısının (Tüzüğünün) tartışılması ve değiştirilmesinı Gündeme Almak”
başlığını taşıyor. Bu sayfaya gitmek
için şu link’i
veya Sayfanın adını tıklamak yeter.
Ayrıca HDP Demokrasi Platformu temel metinlerini ve
duyurularını yayınlamak üzere bir Blog açmış
bulunuyor. Şu adresteki Blogta bütün temel metinlere ulaşılabilir:
Facebook Grubunun adresi:
Facebook Sayfasının Adresi:
Bu kısa ve teknik bilgilenmeden sonra Platformun sunduğu alternatif
Program ve Tüzüğa aktaralım. Aslında herkes, bu Program ve Tüzük önerisiyle HDP’nin
Program ve Tüzüğünü karşılaştırarak HDP’nin bugünkü Program ve Tüzüğünün, ne
kadar anti demokratik, eklektik, hantal, bürokratik, karmaşık olduğunu kolayca
görebilir.
Aşağıda Program Önerisi
HDP’ye
Alternatif Program Önerisi
Gerekçe:
HDP’nin programı içerikçe
demokratik değildir; biçimce, bir
programdan ziyade anlamı kişiye göre değişebilen bir ilkeler deklarasyonu
gibidir. Öte yandan aynı zamanda ya gereksiz tekrarlardan ya da birbiriyle
çelişen önermelerden oluşan eklektik bir metindir.
Demokratik bir program her şeyden önce devletin ve ulusun
demokratik bir tanımına ve yapılanmasına dayanmalıdır. Yani Devleti ya da politik olanı, dil, din, etni, kültür v. körü yapmayı
hedeflemelidir. Diğer bir deyişle, ulus,
bir dille, dinle, etniyle, kültürle vs. tanımlanmamalı; böyle tanımlanmaya karşı tanımlanmalıdır. Aşağıdaki öneri bunun en
somut taleplerini içermektedir.
İçerik bakımından ikinci ve en önemli husus, bugünkü,
pahalı, merkezi, bürokratik, militer ve kırtasiyeci yapının tamamen tasfiye
edilerek; yerine ucuz, yerinden, tüm
organ ve yöneticilerin seçildiği ve gerçek gücü elinde bulundurduğu; militer ve
kırtasiyeci olmayan bir yapının geçirilmesidir. Programın ikinci en önemli
ayağı budur. Aşağıdaki talep ve teklifler bunun somut ifadesidirler.
Üçüncü en önemli husus demokrasinin gerçekleşmesiyle
ilgilidir. Biçimsel olarak herkesin tam bir fikir ve örgütlenme özgürlüğünde
olması yetmez; tüm medya ve haberleşme araçlarının da devletin ve sermayenin
kontrolünden alınarak halkın tüm bölümlerine ve örgütlerine nüfus içindeki
oranlarına ve/veya halkın örgütlerinin üyelerinin sayılarına göre paylaştırılmalıdır.
Bu, medyanın bir manüplasyon ve gerçeği gizleme aracı olarak kullanılmasını
engellemenin; yurttaşların en doğru ve farklı bilgilere ulaşıp kendi
görüşlerini de oluşturmasının ve başkalarına duyurmasının ve bunlar etrafında
örgütlenmesinin en temel koşuludur. Bu koşul olmadan demokrasi bir kandırmaca
olmaktan öteye gitmez. Bu da son derece somut taleplerle aşağıdaki programda
yer almaktadır.
Böyle bir yapı olmadan, bütün diğer programlarda görüldüğü
gibi, ekonomi alanında bir takım taleplerin sıralanması, sadece yanlış hayaller
yayılmasına hizmet etmektedir. Bu nedenle, şimdiye kadar alışılmış
programlardan farklı olarak bütün ağırlık, devletin bugünkü yapısının
parçalanarak yeniden yapılanmasına verilmiştir. Bu yapı, nüfusun çoğunluğunu oluşturan
emekçilere, en iyi ve kolay şekilde örgütlenme; ekonomik sorunlar hakkında
fiili bir karar verme hakkı sağlamaktadır. Böyle bir cihazı zengin ve üst
sınıfların kullanması neredeyse olanaksızdır. Bu nedenle Ekonomi alanında
sadece asgari düzeyde, bazı eşitleyici yurttaşlık haklarının belirtilmesiyle yetinilmiştir
Bu programın kısa ve basit görünmesi kimseyi
yanıltmamalıdır. Kısalığı özlüğünden, tekrarlara, çelişkilere yer vermemesinden
somut yapılacak işlere dayanmasındandır.
Dikkat edilirse bu program sadece Türkiye için değil, tüm
Ortadoğu için de bir programdır.
HDP’ye Program Önerisi
Gerçek bir eşitlik için;
ulusun tanımından her türlü dil, din, tarih, "etni", soy, kültür,
"ırk" belirlemesi kalkmalı, ulus bunlarla tanımlanmaya karşı
tanımlanmalıdır.
Bu
somut olarak şu tedbirlerle gerçekleşebilir.
•
Herkesin istediği dili anadil olarak seçme ve anadilinde eğitim, yazma ve
konuşma hakkı olmalıdır. (Ana dilini “öğrenme hakkı” değil! “Öğrenme hakkı” bir
“Resmi Dil”in varlığını varsayar ve ona üstünlük sağlayıp eşitsizliği
arttırır.)
•
Ortak bir konuşma ve yazışma dili gerekip gerekmediğine; gerekiyorsa bunun
hangi dil olacağına demokratik ulusun yurttaşları tartışarak ve oylayarak karar
verirler. Bu “ortak dil” anadil hakkını ortadan kaldırmaz, sadece gönüllü
kullanım için bir olanak sunar.
•
Okullarda herkes ana dilinde ama aynı ortak tarihi, edebiyatı vs. okumalıdır.
Bu tarihin, edebiyatın da eşitliği yansıtması için, ülkedeki ve komşularındaki
bütün dillerden, etnilerden, dinlerden, kültürlerden, cinslerden eşit
miktardaki temsilcilerce ortaklaşa yazmalıdırlar.
•
Eğer olmasına karar verilirse, din ve ahlak dersleri, yeryüzündeki tüm büyük
din ve inançlardan ve inançsızlardan eşit sayıda temsilciler tarafından
ortaklaşa yazılmalıdır.
•
Devletin tüm inançlar karşısında eşit ve tarafsız olması için, Diyanet
lağvedilmeli, İmam Hatip Okulları normal okullara çevrilmelidir.
•
Diyanet gibi kurumlarda şimdiye kadar çalışanların mağdur olmaması için,
geçimleri gönüllü olarak cemaatler tarafından karşılanmayanlar devletin başka
işlerine yerleştirilmelidir.
•
Devlet sadece inançlar arasında eşitliği sağlamak ve azınlık inançta olanlar
aleyhine oluşacak fiili eşitsizlikleri gidermekle, haksızlıkları engellemekle
yükümlü olmalıdır.
Yurttaşların en geniş
şekilde örgütlenebilmesi, hakkını koruyabilmesi, haksızlıklara ve
eşitsizliklere karşı mücadele edebilmesi için.
•
Sınırsız bir düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü derhal uygulamaya geçmeli,
bunları sınırlayan tüm yasalar derhal ve otomatik olarak geçersiz olmalıdır.
•
Devletin, firmaların, örgütlerin, partilerin ve bunların bütün organlarının,
bütün kararları, bütün tartışmaları tüm yurttaşların bilgisine açık olmalıdır.
Demokrasinin
gerçekleşebilmesi, yurttaşların doğru kararlar verebilmesi için her şeyden önce
doğru bilgilenme gerekir. Doğru bilgilenme için ise, medyanın devlet ve
sermayenin tekelinden ve egemenliğinden kurtulması gerekir. Bunun için de
•
Tüm medya ve yayın faaliyeti, matbaalar, frekanslar, kanallar, kâğıtlar
toplumsallaştırılmalı, devletin ve sermayenin elinden alınarak, yurttaşların ve
örgütlerinin emrine verilmelidir.
•
Medya olanakları; tüm örgütler, partiler, inançlar, fikirler, akımlar,
meslekler, cinsler, yaşlar, bölgeler vs. arasında üye sayılarına ya da nüfus
içindeki oranlarına göre dağıtılmalıdır.
•
Bu dağılımın gerçek oranları yansıtmaları için sık sık ayarlanmalıdır
Yurttaşların üzerinde
yükselmeyen, onlardan bağımsızlaşmayan ama onlara itaat ve hizmet eden bir
devlet cihazı için:
•
Tüm düzeylerde (mahalle, köy, belde, ilçe, il, bölge ve ulus) yetki ve
sorumluluk seçilmiş organlarda olmalıdır. Osmanlı artığı, Firavun ve Nemrutlar
zamanından kalma valilik, kaymakamlık gibi merkezi olarak atanan ve belirlenen
tüm makam ve organlar lağvedilmedir.
•
Tüm emniyet, asayiş ve savunma kuvvetleri bu seçilmiş organların emrinde ve
kontrolünde olmalıdır.
•
Tüm seçilmiş yöneticiler ve organlar kendilerini seçenlerin beşte birinin
oyuyla geri alınabilmeli ve seçim yenilenmelidir.
•
Tüm seçilenler seçildikleri süre içinde ve çalışmaları esasında ortalama bir
çalışanın gelir düzeyinde ücret almalıdır.
•
Memurların tayin, terfi, seçim ve emeklilik işlemlerinde bağımsız memur
sendikalarının tuttukları siciller esas alınmalıdır.
•
Asker sivil adalet ikiliği ve memurlar hakkında dava için izinler kalkmalı.
Kanun ve yasalar karşısında mutlak eşitlik olmalıdır.
•
Mahkemelere Jüri usulü gelmelidir.
Bu biçimsel eşitliği ve
demokrasiyi sağlayan tedbirlerin yanı sıra, asgari ölçüde ekonomik ve sosyal
eşitsizlikleri kaldırmak için
•
Devlet her yurttaşa iş bulmak, bulamıyorsa, sendikaların ve bağımsız tüketici
teşekküllerinin tespit edeceği, asgari geçim endeksine uygun gelir sağlamakla
yükümlü olmalıdır.
•
Tüm yurttaşlar için genel sağlık ve emeklilik sigortası olmalıdır. Sigorta,
doğrudan sigortalı yurttaşların seçilmiş temsilcileri tarafından yönetilmeli ve
denetlenmelidir.
•
Gelecek nesiller arasında kültür, eğitim ve iktisadi farklardan doğan
eşitsizlikleri asgariye indirmek için, her çocuk için parasız kreş ve anaokulu
sağlanmalıdır.
•
Tüm eğitim ve araçları parasız olmalı, düşük gelirli ailelerin çocukları devlet
bütçesiyle desteklenmelidir.
•
Tüm azınlıkların gerçek hayatta fiilen ortaya çıkacak bizzat matematik bir
azınlık olmaktan doğan dezavantajlarını bir ölçüde ortadan kaldırabilmek için
kotalar ve pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır.
HDP
Demokrasi Platformu
*
(Eğer bu program önerisini
benimsiyorsanız, şu sayfaya giderek desteğinizi imzanızla belirtebilir ve HDP
üye veya sempatizanı dostlarınızı da imzalamaya davet edebilirsiniz D.K.:
*
HDP’nin Yapısının Kökten Değiştirilmesi için
Tüzük Değişikliği Önerisi
Gerekçe
HDP’nin bugünkü bürokratik, hantal yapıdan kurtulup
gerçekten canlı bir organizma olabilmesi için özellikle şu yapısal değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
HDP tüzüğü, her şeyden önce, “bileşenler” hukuku yerine birey
hukukunu getirmelidir.
Elbette bugünkü bileşenleri oluşturanlar, HDP’de kendi
görüşlerini ve ağırlıklarını arttırmak, HDP’nin politikalarını belirlemek
isteyebilirler. Ama bunu şimdi olduğu gibi, bileşen olarak hakları ve kotaları
üzerinden değil, HDP’deki
çalışanlarının birey hukukuna dayalı üyeler olarak çalışmalarının niceliği ve
niteliği üzerinden sağlayabilmelidirler
Yani bileşenlerin
tanınmasına son verilmelidir.
Ayrıca ister Meclis Grubu gibi organlar olsun; ister
Belediyeler ve Mahalli İdareler ve Meclisler olsun; ister parti içinde seçilmiş
diğer organlar olsun, hepsi, eşit haklı bireyler olarak önce eşitlenmelidirler.
Bütün bu tür yapıların üyeleri, hiçbir örgüt içi imtiyazları olmadan, partinin
genel kurul ve genel kurulun belirlediği yönetim organlarının kararlarına tabi
olmalıdırlar.
Meclis Grubu gibi organların, hiç birinin özel bir ağırlığı
olmamalıdır. Örneğin Meclis Grubu üyelerinin veya milletvekillerinin otomatik
Kongre delegeliği gibi uygulama ve kurallar derhal kaldırılmalıdırlar. Bunların
işleyiş bakımından herhangi bir parti ocağından farkları olmamalıdır.
Partinin kimi profesyonel çalışmalarında yer alanlar hiçbir
şekilde yönetim organlarına seçilememelidirler. Bunlar ancak parti üyesi
kimlikleri ve haklarıyla kararları etkileyebilmelidirler.
Partide her düzeyde, yani ülke, il, ilçe düzeyinde her üyenin tüm üyelere eleştiri ve
önerilerini doğrudan iletme, hakkı ve imkanı bulunmalıdır.
Parti içinde sistematik görüşleri temsil edenlerin bir araya
geldiği eğilim, platform veya fraksiyonlar örgütleme
hakkı olmalıdır. Bunların tüm
toplantı ve yazışmaları tüm parti kitlesine açık olmalıdır. Bunların çoğunluğu
kendi görüşlerine kazanmak için, parti yasallığı içinde her türlü hakları veri
olmalıdır. Gerek kararların alınışında gerek organlara seçimlerde, bu eğilim,
platform ya da fraksiyonların, yönetime, üyeler içindeki oranları ölçüsünde
yansıması sağlanmalıdır.
Aslında politik olarak
belirlenmiş konularda pratik işlerin
kotarılmasına ilişkin bir işlevi olabilecek olan komisyonlar, şimdiye kadarki işleyişte, politik kararları
hazırlamanın; örgüt içi genel tartışmalardan kaçmanın birer aracı olmuşlardır.
Böylece hem varlıklarıyla, hem de fiili işleyişleriyle politikayı belirleyici
bir ağırlık kazanmışlar; örgütün bütünüyle bürokratik bir aygıta dönüşmesinin;
örgüt için canlı bir tartışma ortamının yokluğunun aracı ve nedeni olmuşlardır.
Bu nedenle komisyonlara hiç de hak etmedikleri fiili bir
ağırlık ve yetki veren, aslında fiilen bir manüplasyon aracı ve işlevi gören
bütün komisyonlar kaldırılmalıdır. Komisyonlar, sadece tüm örgüt tarafından
tartışılmış, olgunlaşmış, farklı görüşler billurlaşmış olduğunda, böyle bir
süreçten geçmiş politik kararların pratik ve biçimsel düzenlemelerinin; pratik
uygulamaların bir aracı olabilir ve örgütün boynuna asılı bir ağırlık olmaktan
çıkıp ona kıvraklık kazandırabilir.
Ve nihayet bütün kararlar, çoğunluğa dayanan ve bunun için
de farklı alternatifleri asgari düzeye indiren oylama yöntemiyle değil; en az reddedilenin seçilmesini sağlayan ve
alternatif öneriler ne kadar çoksa o kadar doğru ve dakik kararlara ulaşma
olanağı sağlayan; herkesin her görüş hakkında görüşünü bildirmesine olanak
sağlayan oydaşma yöntemiyle alınmalıdır.
Tüzük
Önerisi Esasları
(Bu tüzük önerisi
sadece esasları belirlemektedir. Örneğin organların kaçar kişiden oluşacağı
gibi pratik konular açık bırakılmıştır.)
·
Parti Programını ve tüzüğünü kabul eden,
organlarından birinde yer alan ve düzenli aidat ödeyen, 18 yaşını bitirmiş, en
az iki üye tarafından önerilmiş, herkes partiye üye olabilir.
·
Partinin en küçük pratik çalışma birimi
Ocak’tır. Herhangi bir iş yerinde, bölgede, belli bir kuruluşta veya örgütte
vs. en az üç kişi bir araya gelip o alandaki çalışmaları yürütmek üzere ocak
oluşturabilir. Bir kişi birden farklı Ocaklarda çalışabilir. Ocaklar, pratik
faaliyete yönelik birimlerdir. Örgüt işleyişi bakımından temsili ve hukuki
nitelikleri yoktur. Ocaklar, kendi spesifik alanlarıyla ilgili olarak her
düzeyde toplantılar yapabilirler.
·
Parti hukuki olarak belde, ilçe, il ve ülke
düzeylerinde örgütlerden oluşur. Alttaki birimlerin üyeleri aynı zamanda
üsttekinin üyeleridir. Her düzeydeki kongreler o düzeyin et yetkili
organlarıdır. Kongrelerin doğrudan temsile en yakın ve yüksek oranlarla
toplanılmasına çalışılır. Her düzeyde, en az üçer üyeden, yönetim, maliye,
haysiyet (adalet) kurulları oluşturulur. Yönetim Kurulları eğer gerekli görürse
kendi içinden Yürütme Kurulları seçebilir.
·
Yönetim ve
Yürütme Kurulları: tüm çalışmaları yönetir ve yürütür.
·
Maliye:
gelir ve giderleri (muhasebe) tutar; kasa işlevi görür. Kasa ve muhasebenin
ayrılığı esastır.
·
Haysiyet
Divanı: üyelerin örgüt tüzüğünden doğan haklarını korur; anlaşmazlıklarda
karar verir. Kararları genel haysiyet divanınca onaylandığında geçerlilik
kazanabilir. Genel Divan, Genel Kongre’de seçilir. Aynı zamanda alt divanların
kararlarına da itiraz merciidir. Genel Divanların kararları için Genel Kurula
itiraz edilebilir.
Parti Grupları (TBMM Grubu, İl Genel Meclisi Grubu, Belediye Meclisi Grubu vs.) ocakların ilkelerine göre; bir ocak gibi çalışırlar.
Parti Grupları (TBMM Grubu, İl Genel Meclisi Grubu, Belediye Meclisi Grubu vs.) ocakların ilkelerine göre; bir ocak gibi çalışırlar.
·
Parti üyelerinin beşte birinin imzalarıyla
olağanüstü Kongreler toplanır.
·
İl, ilçe ve belde kongreleri yılda bir üstteki
kongrenin alttakinden sonra olması şeklinde yapılır.
·
Üye sayısı binden az olan birimlerin kongreleri
tüm üyelerin katılımıyla yapılır.
·
Genel Kongre, bin delege sınırına kadar, azami
temsil sağlayacak oranlarda seçilmiş delegelerle yapılır. Önceki dönemin genel
yönetim, yürütme, maliye ve haysiyet divanları dışında hiçbir organ genel
kurulun otomatik üyesi olmaz. Bütün gruplar ve mahalli organlardan üyeler ancak
söz hakkıyla katılabilirler. Oy hakkı sadece genel kurulun seçilmiş delegelerinde
olur.
·
Kongreleri, en yaşlı üye, en genç iki üyenin
divan oluşturmasıyla açar. Divan seçimini yapar.
·
Seçilmiş Kongre divanı görevi aldıktan sonra
gündem önerilerini alır; öneriler hakkındaki lehte ve aleyhte konuşmaları
sağlar ve gündem maddelerini oylamaya sunar. Maddelerin sırası alınan oyların
çokluğu ile belirlenir. Kabul edilen gündeme göre kongre yapılır. Kongre en üst
organdır. Nasıl çalışacağına kendisi karar verir. Tüzük ve program
değişiklikleri için delege tam sayısının en az üçte iki çoğunluğunun oylamaya
katılımı aranır.
·
Başkanlık yoktur. Tüm düzeylerde, parti
organlarının eş sözcüleri olur. Yönetim organları bunları kendi içinden seçer.
Eş sözcüler sırayla sözcülük görevini yerine getirirler.
·
Partinin üyelerinin il, ilçe düzeylerindeki tüm
üyelere doğrudan ulaşma, görüş ve eleştirilerini iletme hakkı vardır. Parti yönetimi bu imkanı
sağlamakla görevlidir. Bunun için mail grupları veya daha gelişmiş
programlar kurulur; kurulamıyorsa, fiziki olarak bu imkan yaratılır.
Biz aşağıda imzası bulunan, HDP Delegeleri, Üyeleri ve
Destekçileri, HDP için yukarıda yer alan Tüzük ve Program önerilerinin
Konferans ve Kongrede tartışılıp kabul edilmesini öneriyoruz.
(Yukarıdaki metinler, ruhuna ve esaslarına dokunulmamak
koşuluyla üslup ve ifade değişikliklerine kapalı değildir.)
Bu metni imzalayanlar, imzaladıklarını bildiren bir maili.
Eğer şerh düşüyorlarsa şerhleriyle birlikte hdp.demokrasi.platformu@gmail.com
adresine yollamalıdırlar. )
HDP Demokrasi Platformu
*
(Eğer bu tüzük
önerisini benimsiyorsanız. Şu adrese giderek desteğinizi imzanızla belirtebilir
ve HDP üyesi veya sempatizanı dostlarınızı da imzalamaya davet edebilirsiniz.
D.K.
Demir Küçükaydın
14 Ocak 2016 Perşembe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder