Geçenlerde çok beğendiğim yönetmen Theos Angelopulos öldü.
Hem onun hayran olduğum sanatı hem de çağdaş Yunan tarihinin kroniği olan
eserlerindeki üstünlükler ve kimi sınırlılıklar hakkında bir şeyler yazmak istiyordum.
Maalesef zaman, Angelopoulos’un karelerindekinden çok hızlı geçtiğinden yine
mümkün olmadı.
Bunun yerine borcumu, bir buçuk yıl kadar önce yazdığım “Dedemin Anılarının ve Adının Peşindeki
Arayışlar” yazısıyla bir parça olsun ödemekten başka çare kalmadı.