3 Mart 2023 Cuma

Baştan Yitirilmiş bir Savaşı Çevirmek İçin Umutsuzca Savaşacağız

 Akıllılar, önce kazanır, sonra formalite icabı savaşır; akılsızlar ise savaşarak kazanmaya çalışır” diyor Sun Tsu.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile muhalefet, “önceden kazanılacağı” belli bir savaşa değil, “savaşarak kazanmaya” çalışacağı bir savaşa giriyor.

Şimdi ne yapacağız?

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını başından beri yanlış ve riskli bulsak, sürekli uyarıcı yazılar yazsak da tarafsız kalamayız, çünkü tarafsızlık Erdoğan’ı desteklemek anlamına gelir. Erdoğan ve ortakları karşısında mecburen, “mike mike” Kılıçdaroğlu’nun kazanması için savaşacağız.

Ne var ki bu çabalarımız hiçbir şeyi değiştiremeyecektir.

Nasıl şimdiye kadar stratejik yanlışı umutsuz çabalarla engellemeye çalıştıysak ve engelleyemediysek, şimdi stratejik bir hatayı doğru taktiklerle kurtarma çabası da akim kalmaya mahkumdur.

Çünkü “Stratejik hatalar taktik başarılarla düzeltilemez

Elbet şunu diyenler de çıkacaktır:

“Varsayalım ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yanlış, bir stratejik hata, ama iyi taktikler en kötü stratejiyi bile kurtarabilir. Kötü taktikler ise en iyi stratejiyi bile mahvedebilir"

Elbette soyut ve istisnai olarak böyle durumlar varsayılabilir.

Ama o stratejik hataları yapanların taktiklerde doğru davranacağının bir garantisi olmadığı gibi, aksine, genellikle stratejik hataları yapanlar aynı zamanda taktik hatalar yapmaya da eğilimlidirler.

Muhalefet stratejik yanlışını taktik yanlışlarla pekiştirecektir.

Kötü taktiklerin en iyi stratejiyi bile mahvetmesi olasılığı belki Erdoğan ve müttefikleri için geçerli olabilir.

Dileriz ki Erdoğan ve ortakları, muhalefetin stratejik ve taktik hatalarını nötralize edecek, daha büyük ve hayati taktik hatalar yapsın.

Ama onların elinde öylesine büyük rezervler ve öylesine geniş hareket alanları var ki, muhalefet hiç taktik hata yapmasa, kendileri yanlış taktikler uygulasalar bile, halkımızın dediği gibi, “zor oyunu bozar.” Zor, yani güç, kuvvet. Onlarda bu var.

Erdoğan ve ortaklarını yenmek için sadece doğru bir strateji ve doğru taktikler değil, çok büyük bir güç de gerekiyordu.

Bu güç ancak karşı tarafın içinden kazançlarla sağlanabilirdi, karşı taraf bölünmeliydi.

Karşı tarafın içinden oy alabilecek, karşı tarafı bölebilecek tek isim Yavaş’tı.

Kılıçdaroğlu ise karşı tarafı bölemez, oradan oy alamaz. Aksine onları taşlaştırır.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, Kürtlerden ve İyi Parti’den hiç de küçümsenmeyecek bir gücü, tarafsızlığa veya Erdoğan’ı desteklemeye itecektir.

Yani Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, karşı tarafı birleştiriyor ama kendi tarafını, yani muhalefeti bölüyor.

Sanılanın aksine Kürtlerin içinde, Barzani’ye yakın ve Erdoğan’a HDP veya diğer muhalifler gibi bakmayan, Kılıçdaroğlu’na alerjisi, Erdoğan’a karşı hayal kırıklıklarını bastıracak çok güçlü bir eğilim vardır. Unutulan, AKP’nin Kürtler arasında ikinci parti olduğudur. Kılıçdaroğlu, bu kesimden de oy alamayacaktır.

Seçimlerin sonucu şimdiden bellidir.

Erdoğan ve ortakları kazanacaktır.

Kılıçdaroğlu ve Muhalefet yenilecektir.

Biz ise, tıpkı şimdiye kadar olduğu gibi, bu baştan kaybedilmiş savaşı geri çevirmek için umutsuz bir çaba içinde olacağız.

 

3 Mart 2023 Cuma

Demir Küçükaydın

demiraltona@gmail.com

Blog: https://demirden-kapilar.blogspot.com/

Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/user/demiraltona

Podcast: https://soundcloud.com/demirden-kapilar

Kitaplarımızı İndirmek İçin:

https://disk.yandex.com.tr/d/MP0-52MFdgdqBg

https://disk.yandex.com.tr/d/2Vez45Mg7W7wzA

https://independent.academia.edu/DemirKucukaydin

 

 

Hiç yorum yok: