Amerikan sinemasında 1950'lere kadar siyahlara uygun görülen rol hizmetçilik ve Tom Amcalıktan başka bir şey değildi.
1950'lerde Hary Belafonte ile ilk kez bir siyah başrol
almaya başlar.
1960'lar Sidney Poitier'li dramlar dönemidir.
70'li ve 80'li yıllarda yeni siyah orta sınıf, özellikle polisiye filmlerde yansımasını bulur.
Ama bütün bu filimler beyazlarca ve beyaz gözüyle
yapılırlar.
Spike Lee ilk kez siyahlar için film yapan bir siyah rejisör
olarak ortaya çıkar. "Do the right
thing" filmiyle dünya çapında tanınır.
Film aslında Los Angeles'teki son siyah ayaklanmasının bir
sanatçı sezişiyle yapılmış kehaneti gibidir. Bu film Malcolm X'in bir sözüyle
biter.
Yönetmen şimdi Malcolm X'in hayatını konu alan "Malcolm X" adlı filminin çekimini
bitirmiş bulunuyor. Üç saatlik bu film, üç gün önce Amerika'da sinemalarda
gösterime girdi.
Bu vesileyle Malcolm X’i yeniden hatırlatmak yararlı olabilir.
*
Son zamanlarda yapılan bir ankete göre ABD’deki siyah
gençlerin % 90'ı Malcolm X’in fikirlerini benimsediğini söylüyor. Hemen hemen
bütün siyahlar, üzerinde X yazan tişörtler, şapkalar taşıyorlar. ABD’nin büyük
şehirlerinin siyah gettolarında siyah gençlerin yarattığı ve Almanya'daki
Türkiye'li gençlerin de çok tuttuğu rap türünün en önde gelen müzisyenleri: Cluck D., Public Enemy, Ice-T vs.
parçalarında Malcolm X’in görüşlerini dile getiriyorlar.
Kapitalizm siyahların X’e bu ilgisini ve dönüşünü
ticarileştirmekte gecikmiyor. ABD'ye başkan seçilen Bill Clinton jogging
kıyafetinde bir X taşıyor. Yıllardır kendilerine verilen Malcolm X'le ilgili
senaryoları çöp sepetlerine atan Hollywood yapımcıları bu yeni kar kaynağını
yatırım yapmaya değer bulup Spike Lee'nin Malcolm X'le ilgili bir film
yapmasını kabul ediyor.
Harward'da toplum araştırmacısı Henry Louis Gates Jr. :
"Biz bir Malcomani yaşıyoruzz fakat
bir Martinmani değil" diyor.
*
Malcolm X ve Martin Luther King 1960'ların ABD'yi sarsan ve
bütün dünyayı da "Amerikan Rüyası”ndan
uyandıran muazzam siyah hareketinin iki önde gelen lideriydi.
Martin Luther King'in adını taşıyan yüzlerce cadde, meydan,
okul hatta bir de resmî tatil günü vardır ABD'de; fakat Malcolm X’in adını
taşıyan tek sokak Harlem'dedir ve birkaç
blok ötesinde yine bir King alanı vardır. Martin Luther King'in bütün resmi
tanınışı ve korunuşuna rağmen siyahlar bugün mücadeleleri için gerekli
parolaları ve sembolü daima unutturulmaya çalışılmaş Malcolm X’in mücadele ve
fikirlerinde buluyorlar.
Köleler ve köleleştirilmiş sömürgeler ancak İsa ya da Gandi
gibi "yanağına vurana öbür yanağını
çevir" diyen pasif direniş
formlarını öne süren önderler çıkarabilmişlerdir.
Amerika'nın Güney eyaletleri, iç savaştan sonra resmen
kölelik kaldırılmış olsa bile, Klu Klux
Klan terörü ve köleliğin gelenekleri altında yaşayan siyahlarla doluydu. Bu
siyahların direnişi de ancak pasif mücadele biçimleri olabilirdi. Güneydeki bu
hareketin önderi, bir rahip olan Martin Luther King'di.
Ama Kuzey'in sanayi şehirlerinin gettolarının direnişine
böyle bir köle direnişi ideolojisi cevap veremezdi. Bu nedenle de Kuzey'de
"Göze göz, dişe diş" diyen,
henüz köleleşmemiş silahlı göçebe ya da Kent Plebi (Müslim) Muhammet'in
dininden ilham alan "Siyah
Müslümanlar" hareketi gelişmişti ve bu hareketin gerçek önderi Malcolm
X idi.
*
Ama toplumsal mücadeleler sadece onlara katılan yığınları
değil, onların önderlerini de eğitir. Her ikisi de suikasta kurban giden bu iki
siyah önderin fikirleri de mücadeleleri içinde değişti. Her ikisi de ancak
ölümlerinin öncesindeki kısa bir dönemde yeni ulaştıkları noktalan ifade
edebildiler ve sistemleştirme olanakları olmadan ve bizzat bu değişim ve
radikalleşmelerdi nedeniyle öldürüldüler.
Güney'deki harekette, Andrew Young gibi, King'in yakın
mücadele arkadaşları sağa doğru kayarken, King sola doğru bir evrim
gösteriyordu. Ve öldürüldüğü gün öldürüldüğü şehirde ilk kez bir işçi grevi ile
dayanışmaya gitmişti.
King X'e yaklaşırken, X de King'e doğru bir evrim
gösteriyordu.
Malcolm X, başlangıçta sadece siyah milliyetçiliğini vaaz
ederken, Mekke'de hacca gittiğinde birçok beyaz Müslüman’ın kendisini kardeş
olarak kabul ettiğini görünce, İslami bir söylem altında, bir enternasyonalizm
geliştirmeye başlamıştı. Artık sadece ABD'deki siyahları değil, bütün dünyadaki
ezilen ulusları da kapsayan bir mücadele perspektifi oluşturmuştu. Bu gelişim
ise onun Elijah Muhammet'in "Siyah
Müslümanlar" hareketinden kopmasıyla sonuçlandı.
Beyazlar nasıl Martin Luther King'in henüz radikalleşmediği
döneminin fikirlerini propaganda ediyorlar ve onu tehlikesiz hale getirmeye
çalışıyorlarsa, siyahlar da büyük ölçüde Malcolm X’in henüz X olduğu dönemin
fikirlerini öne çıkarıyorlar.
Fakat ne olursa olsun, biraz geriden de olsa yine de bir
başlangıç.
Ve başlamak işin yarısıdır.
31.12.1992
(Bu yazı 1992 yılında Özgür Gündem için yazılmıştı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder