Birçokları “Erdoğan bu iktidarı bırakmaz” diyorlar.
Evet Erdoğan bırakmak istemeyecektir.
Erdoğan iktidarı yitirmemek için her şeyi yapacaktır. Çünkü o iktidardan uzaklaşmasının kendisinin
sonu olacağını çok iyi bilmektedir.
Ancak hiçbir zaman her şey daha baştan yitirilmiş değildir.
Sonucu her zaman mücadele belirler.
*
Birçokları, “zaman çok kısa, hilesiz bir seçim için bir şey
yapılamaz” diyorlar.
Bu itiraz da yanlıştır.
Öncelikle geniş yığınların yaratıcılığına, inisiyatifine,
örgütlenme yeteneğine, diğerkâmlığına güvenmek gerekir. Ve bunun ne zaman
harekete geçeceği önceden bilinemez ve ölçülemez.
Örneğin 12 Eylül cuntasının anayasası yüzde yüze yakın evet
oyuyla kabul olmuştu.
Aynı insanlar bir süre sonra 12 Eylül cuntasının önerdiği Sunalp’i
üçüncü parti durumuna düşürmüşler ve bir anlamda darbe rejiminin bütün
hesaplarını bozmuşlardı.
Kaldı ki, modern toplumun insanları, ücretliler, kendi yaşamlarında
edindikleri kültürel alt yapı ile çok kısa zamanda örgütlenmenin harikalarını
yaratabilirler.
Tarih birkaç gün ya da hafta içinde örgütlenmiş devasa ve
tarihsel gidişin yönünü değiştirici hareketlerle doludur.
*
Öte yandan, şimdi internet çağındayız, sosyal medya
çağındayız, bu araçları adeta vücudunun bir organı gibi kullanan genç kuşaklar
çok kısa zaman içinde, saatler içinde, milyonlarla örgütlenebilirler. Sosyal medyadaki
“viral olma”, “fenomen olma” olguları bunun mümkün olduğunun birer belirtisinden
başka bir şey değildirler.
Unutmayalım Gezi de büyük ölçüde sosyal medyadaki
paylaşımlar aracılığıyla örgütlendi.
Kaldı ki internet örgütlenmek için kapitalizm öncesinde
adeta olmazsa olmaz olan hiyerarşinin yerine yatay ve ağ tarzında, hiçbir merkez
olmadan, tıpkı bir kuş veya balık sürüsünün örgütsüz ama uyumlu davranışları
gibi davranışları yapma olanağı sunmaktadır.
Buna hiyerarşik ve ciltlerle bilgiyi sınıflama mantığı
yerine ağ mantığı diyebiliriz.
Bu yeni durum sanayiin ve tüm toplumun yeniden yapılanmasını
gerektirecektir. Yapay zekalı arabalardan, üç boyutlu yazıcılara kadar bir çok
keşif giderek bir ağ yapılanmasını ve mantığını dayatmaktadır ve dayatacaktır.
Bütün o ciltlerle ansiklopedilerin kapanmasına yol açan
Wikipedia tamamen ağ yapısıyla oluşmuştur.
Cep telefonlarımızda çalışan Android iletişim sisteminin temelindeki
Linux böyledir.
En son Bitcoin yine merkezsiz bir ağ sayesinde mümkün
olmuştur.
Hatta yakında tüm yaşamımızı ve toplumsal yapıyı belirleyecek
olan Yapay Zekalar hep bu ağ yapılanmasının bir ürünü ve sonucu olarak ortaya
çıkmışlardır ve ona dayanacaklardır.
Ellerimizdeki cep telefonları, WahtsApp’lar, Telegramlar, Messenger’ler
hızla, merkezsiz, devletin bilgisi ve kontrolü dışında, tamamen yurttaşların
kendi kendilerine örgütlenebilmesinin sınırsız olanaklarını sunmaktadır.
Bu merkezi bürokratik şark devetleinin altını oymaktadır bütün
bu keşifler, araçlar.
Ama onlar kendiliğinden alanı terk etmeyeceklerdir.
Onlara karşı sıkı bir mücadele gerekecektir.
Onlara karşı sıkı bir mücadele gerekecektir.
Sorun bunlara egemen genç kuşakların bunları demokrasi için
de kullanmak harekete geçme gereğini görmesinde, bu gerekliliği ve ihtiyacı duymasında
toplanmaktadır.
Yani sorun politik duruştadır.
Bu olduğu an onun gereklerini yapacak alt yapı, kültürel
temel hazırdır. Kapitalizmin mezar kazıcılarını yetiştirmesi de bundan başka
bir şey değildir.
*
Adil, eşit, özgür ve hilesiz bir seçimi bu devlet sağlamaz.
Ama seçmenler bunun için yukarıda dile gerilen biçim ve olanaklar
içinde örgütlenerek bunu bir alternatif ve demokratik bir devlet gibi sağlama
girişimlerinde bulunabilirler.
Böylece halkın üzerinde yükselmeyen, onun örgütlenmiş ifadesinden başka bir şey
olmayan, kelimenin gerçek anlamında “devlet
olmayan bir devletin” tohumları atılabilir.
Yukarıda birkaçına değinilen teknik, ekonomik ve kültürel
dönüşümler bunun için olağanüstü uygun koşulları sunmaktadır.
Şeker, un vardır bunu helva yapacak irade ve öngörü
eksikliği çekilmektedir.
Sorun yaklaşımdadır. Hala herkes partiler çerçevesinde
düşünüyor her şeyi. Demokrasi etrafında somut hedefler etrafında birleşmek ve
örgütlenmek yaklaşımı yok. Hala partilerin seçim çalışmasını örgütlüyor
insanlar. İhtiyaç olan, bu çalışmaların özgürce ve eşit şartlarda
yapılabileceği yapıları örgütlemektir.
*
Bu alanda birçok şey yapılabilir.
Örneğin bir okuyucumuzun bize yazığı bir mektup neler
yapılabileceğini somut olarak gösteriyor:
“Demir hocam merhaba
Bundan üç dört gün
önce Saadet’in Kızılay’daki çalışmasına, iki gün evvel de Bağcılar’da İyi Parti’ye
saldırıldı. Bir de iyi partinin bir yöneticisinin evi kurşunlandı. Bu üçü
tesadüf gibi durmuyor. 16 Nisan’da da CHP üyelerine silahlı saldırı yapılmıştı.
Eşit ve adil seçim
talebi gerçekten kucaklayıcı ve kitleleri harekete geçirebilecek bir içerik.
İyi parti olayından
sonra HDP tüm yurttaşları bir saatliğine İyi Parti Bağcılar standına dayanışma
için davet edebilirdi.
Aynısı Saadet için de
geçerli ve yapılmalıydı.
Bu hem onümüzdeki
provakasyonlara bir ön alma olurdu; hem sizin önerdiğiniz HDP’nin İyi Parti’ye
vekil verme hamlesinin geç kalmış bir telafisi olurdu; hem de kitleleri
harekete geçirerek (her gün aynı saatlerde aynı yerlerde) bulunma eyleminin ilk
adımı atılırdı.
Bu çağrı adil ve eşit
seçim isteyen tüm yurttaşlara yapılsa bu samimiyeti özleyen insanlar aynı tavrı
bütün partiler için gösterecektir.
Muhtemelen ayni
insanlar Vatan’dan Saadet’e kadar aynı dayanışmayı gösterir.
Bir de sizin haklı
olarak ısrarla önerdiğiniz bulunma eylemlerinin bir pratiği yapılarak
insanların bu tarz bulunmaları Beşiktaş Kadıköy Bakırköy gibi yerlerde
yapmaları için ilham kaynağı da olabilirdi bu çağrı.
Bu seçim donemi ne
yazık ki bu tarz provakasyonlara gebe. Ama ilk baştan önlem alınması çok iyi
olurdu.
Örneğin Meral Akşener
bile yaşanan olayda kriminal bir analiz yapmak yerine partisi için davet yapsa
o durumda bile katilimin çok yüksek olacağını düşünüyorum.
Tabi bunun partiler
üstü olması sizin önerinizle de örtüşeceği kanaatindeyim. HDP’nin de bu tarz
bir çağrı yapmasını elzem görüyorum. Çünkü en çok tehdit altında olan da şu an HDP.
Bence bu tarz bir girişim için geç kalınsa da bu süreçte önemini koruyacak ve
pek çok açıdan hızlı bir yol alınmasına basamak olabilir.”
İşte sorunun özünü kavramış bir seçmen.
Milyonlarca böyle seçmen var.
Bizler Erdoğan’ın örgütlediği yasa dışı ve silahlı çetelere
karşı, hiçbir parti ayrımı yapmadan tüm
partilerin standlarını, çalışmalarının emniyetini sağlama, saldırılardan
korumak için “Adil, eşit, özgür ve
hilesiz bir seçim için seçim çalışmalarınım emniyetini sağlama” grupları
kurabiliriz. Bir partinin standına çalışmaların herhangi bir saldırı girişimi
olduğunda tüm partilerden seçmenler olarak bunları ortaklaşa göğüsleyebilir ve
karşı durabiliriz.
Bunlara bu amacı paylaşan herkes, partisi, inancı ne olursa
olsun katılabilir ve katılabilmelidir.
Saldırılara karşı görüşlerin serbestçe ifadesi için kurulacak bu tür demokrasiyi ve fikir özgürlüğünü, savunma girişimleri, devletin ve iktidarın aracı olan çeteleri ve polisi karşısında demokrasinin ve hakların savunucusu devlet olmayan bir devletin somut tohumları olurlar.
Saldırılara karşı görüşlerin serbestçe ifadesi için kurulacak bu tür demokrasiyi ve fikir özgürlüğünü, savunma girişimleri, devletin ve iktidarın aracı olan çeteleri ve polisi karşısında demokrasinin ve hakların savunucusu devlet olmayan bir devletin somut tohumları olurlar.
Bu sadece bir örnektir. Bunun gibi daha niceleri
yapılabilir.
*
Bu yazıda seçim hilelerine karşı başka bir somut örneği ele
alalım.
Bilindiği gibi bu demokrasi düşmanı devlet interneti ve
özellikle de e-devletin dayandığı ağı merkezi olarak elinde tutmaktadır.
Bu da iktidara ve devlete bu seçimlerin sonuçlarıyla oynama
imkanını sunmaktadır.
Özellikle son seçim kanunu değişiminden sonra, tek tek girişler doğru olsa bile sonucu fiilen değiştirme olanağını hükümetin eline vermektedir. Bunu denetleme mekanizmaları da neredeyse yoktur artık.
Özellikle son seçim kanunu değişiminden sonra, tek tek girişler doğru olsa bile sonucu fiilen değiştirme olanağını hükümetin eline vermektedir. Bunu denetleme mekanizmaları da neredeyse yoktur artık.
En son Anayasa oylamasında büyük bir olasılıkla böyle bir manipülasyon
yapılmış bulunuyor ve muhtemelen bu sefer de benzerlerini yapmak Erdoğan-Ergenekon
diktatörlüğünün gündemindedir.
Peki buna karşı bir şey yapılamaz mı?
Kanımızca yapılabilir.
Kanımızca yapılabilir.
Bunun için yapılması gereken, insanların yaratıcılığını ve girişim
yeteneğini bukağılarından koparmak, onlara hareket alanı sağlamaktır.
Bu dinamik bir kere harekete geçince mucizeler yaratabilir.
Biraz somutlayalım.
*
Bilindiği gibi son yıllarda Bitcoin diye dijital bir para
çıktı.
Bu parayı ortaya çıkarmak için namı Satoşi Nakamato olan
programcı “blockchain” denen yepyeni bir teknoloji geliştirdi.
Şimdi bu teknoloji İnternetin keşfinden beri en önemli
teknik değişimlerden biri olarak kabul ediliyor bir çoklarınca.
Bitcoin’i mümkün kılan Bitcoin’in üretiminin kimsenin kontrolünde olmaması, yani merkezsiz bir ağ ve hiçbir işlemin kopya
edilememesi, benzerinin yapılamamasıdır. Yani bir para bir kere üretildiğinde
ikinci bir kez üretilemez. Bir işlem (transaksiyon) yapıldığında değiştirilemez.
Bitcoin’in dayandığı blockchain tekniği sayesinde Noter gibi
kurumlar da işlevsiz hale geliyor.
Zaten bu özellikler sayesinde bir tür dijital altın gibi
Bitcoin denen dijital para üretilebilmiştir.
*
Bu teknolojiyi geliştiren Satoşi Nakamato, aynı zamanda onu açık kaynaklı olarak, isteyenin indirip,
ihtiyacına uygun değişikliklerle kendisinin de kullanmasını bağlamak üzere emre
amade kılmıştır. Yani kamu malı yapmış ve insanlığa vermiştir.
İşte Bitcoin’i mümkün kılan özellikler aynı zamanda
seçimlerde oyların manipülasyonunu engellemek için de aynen kullanılabilir.
Yapılması gereken tıpkı Bitcoin’in olduğu gibi “peer to peer” denen merkezsiz bir ağ.
Bitcoin’i mümkün kılan blockchain programının, alınıp bazı değişikliklerle
seçimlere uygun bir kullanım için değiştirilmesidir.
Buna bağlı olarak da yurttaşların veya dünyanın her hangi
bir yerindeki insanların sırf dayanışma için bu programı indirerek
bilgisayarlarına kurması ve bilgisayarlarını hilesiz bir seçim için kamu
yararına 24 saat açık bırakmasıdır.
Bu ağ internet içinde ikinci bir internet gibi işlev görür.
Tüm sandık sonuçlarını bütün partilerin temsilcilerinin bu
ağa da girmesi talep edilir.
Bu ağa paralel olarak yurttaşların “oy ve ötesi” gibi
girişimlerinin de işbirliği sağlanabilir. Keza yeni girişimler kurulabilir.
Böylece devletin kontrolünde, manipüle edilebilir ve merkezi
ağı karşısında; hiçbir merkezi yapısı olmayan, kimsenin manipüle edemeyeceği, girilenleri
ve sonuçları herkesin göreceği halkın, seçmenlerin, demokratik ve güvenilir
seçim sistemi yaratılabilir.
Devletin merkezi sisteminin bu sistemden her sapması orada
bir hile ve manipülasyon yapıldığını gösterir.
Böylece seçim sonuçlarının bilgisayarlara giriş ve
hesaplanması esnasında bir hile yapılmasına karşı bir alternatif sistem yaratılmış
olur.
*
Elbette biz bir bilgisayar programcısı değiliz. Muhtemelen
programcılar bazı teknik güçlükleri aşma zorunda kalacaklardır.
Ancak Blockchain teknolojisi şimdiden dünyada bazı yerlerde
seçimlerde kullanılmaktadır. Onlardan hazır bilgi ve sistem alınabilir. Küçük değişikliklerle
buranın yapısı ve ihtiyaçlarına uyarlanabilir.
Yüz binlerce seçmenin gönüllü olarak bu ağın yaşaması için
bilgisayarı açık bırakacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır.
En azından muhalif partilerin seçim sandıklarındaki müşahitleri
ile işbirliği yapılarak güvenilir bilgilerin girilmesi sağlanabilir.
Seçim gecesi bu alternatif ağın sunduğu veriler üzerinden
seçim sonuçları pek ala sosyal medya ve internet üzerinden ve bu konuda
işbirliği yapabilecek birkaç kanal üzerinden (Artı TV, Madyascope vs.) anında
izlenebilir.
Saadet Partisi başkanı Karamollaoğlu’nun dediği gibi, medya
onlarınsa (Ferman padişahınsa) sosyal medya ve internet (dağlar) bizimdir.
Böylece merkezi ve bürokratik olmayan, merkezi ve bürokratik
devletin kontrolü dışında, demokratik, “devlet olmayan bir devletin”
tohumlarını atmış, demokrasiye sahip çıkmış, bu merkezi ve bürokratik devletin
karşısında demokratik bir devletin nasıl olacağının ilk örneklerini vermiş
oluruz.
Bilgisayarcılar, programcılar bilgileriyle;
Bilgisayarı olanlar bilgisayarlarıyla;
Seçmenler akıllı cep telefonlarıyla, seçim gözlemcisi
olarak, parti müşahidi olarak veri girişleriyle;
Erdoğan’ın hilesine karşı alternatif bir sistem kurabilirler
ve onu hile yapamaz hale getirebilirler.
Bunun için ilk elde en azından muhalif partiler seçim
hilelerine karşı bir araya gelebilirler.
Onlar gelmiyorsa, sosyalistler, demokratlar böyle bir
girişimin başlamasına katalizatörlük edebilirler.
11 Mayıs 2018 Cuma
Demir Küçükaydın
demiraltona@gmail.com
Bloglar:
https://demirden-kapilar.blogspot.de
Video:
Podcast:
İndirilebilir kitaplar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder