Futbolda karşı tarafı sürekli topu ayağından çıkarmaya ve
hata yapmaya zorlamak için pres yapmak gerekir.
Ne var ki, başta HDP, muhalefetin pres yapmadığını
görüyoruz.
Erdoğan erken seçim mi dedi hemen hepsi bir ağızdan “Hodri
meydan” dediler.
Bu erken seçimin anti demokratik, hukuk ve usul dışı
niteliği üzerinden bir muhalefet yürütüp pres yapmadılar.
Dolayısıyla daha baştan kendilerini yenilgiye mahkum
ediyorlar.
İşin kötüsü benzeri bir politik çizgi devam ediyor.
*
Örneğin bunun sıkı bir pres yapabilmek için büyük olanaklar
sunan, Başkanlık rejimi için ikinci bir plebisit (referandum) olduğu gerçeği ve
buna uygun bir stratejinin ne olabileceği hiç düşünülmüyor.
Halbuki, bu seçimin ikinci tura kalmasını sağlamak, ikinci
turu tekrar bir referanduma çevirme olanağı verir.
İkinci tura kalındığı takdirde Erdoğan’dan kurtulmak mümkün
hale gelir.
Ayrıca birinci turla birlikte milletvekili seçimleri de
yapılacağından, mecliste muhalefetin çoğunluğu sağlaması halinde İkinci turda
Erdoğan’ın kazanması olasılığı neredeyse sıfıra indirilebilir.
Burada önemli olan, HDP’nin yine seçim barajını aşması ve
aynı zamanda İyi Parti ve Saadet Partisi’nin bir seçim ittifakına girmeleri ve
yüzde on barajını aşmaları, hatta küçük farklarla AKP’nin vekil çıkarmasını
engellemek için muhalefet partilerinin birbirlerine, tıpkı 7 Haziran
seçimlerinde olduğu gibi, oy aktarmaları AKP’nin meclisteki üstünlüğü
yitirmesinin yolunu açabilir.
Bu mümkündür ve ikinci turda Erdoğan’ın yenilgisini kolaylaştıracak
büyük bir etki yapar.
Ancak birinci turda bu sonuç henüz bilinmeyeceğinden biz
birinci turun özgül nitelikleri üzerinde bir kez daha duralım. Kim bilir belki
bir duyan olur da belki muhalefet saflarında aymazlıktan kurtulmaya yol açar.
Erdoğan bu işi ilk turda bitireceğini düşünerek erkene aldı.
Ve şu an bütün veriler Erdoğan’ın ilk turda büyük olasılıkla bitireceğini
gösteriyor. Muhalefet partileri bunu gördüklerinden şimdi ortak aday üzerine
görüşmeye başladılar.
İşte tam da burada yanlış yapıyorlar.
Çünkü ilk ve ikinci turlar arasındaki farkı anlamış
değiller.
Ortak aday Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi olanağını
arttırır.
İsterlerse ortak bir adayda da anlaşabilirler ama bu ortak
aday çok ve farklı adaylardan biri olmalıdır. Az aday ve tek ortak aday daima
küskünler yaratır ve o küskünler Erdoğan’ın kazanmasının yolunu açar.
Birinci ve ikinci turlar arasındaki matematiksel farkı
kavramak hayati önemdedir.
Bu önemi göstermek için biraz akıl yürütelim.
Ama önce Erdoğan’ın ilk turda yüzde elli biri bulması
engellendiği takdirde neler olacağını görmeye çalışalım.
1) İlk
turda seçilememek, Erdoğan için bu bir başarısızlık olacaktır. Bunu hem kendisi
hem toplum bunu böyle kavrayacaktır. Bu onun kendine güvenini sarsacak, hatalar
yapmasına yol açacak, hırçınlaştıracaktır.
2) İlk
turda seçilemediğinde, Erdoğan’a oy verenler onun eskisi kadar güçlü olmadığını
gördüklerinden ondan uzaklaşma eğilimi göstereceklerdir.
3) Erdoğan
taraftarlarının motivasyonu ve katılımı büyük ölçüde azalacaktır.
4) Buna
karşılık muhalefet bu küçük zafer ile moral üstünlük sağlayabilecektir, ikinci
turda daha büyük bir katılım, angajman ve örgütlenme ortaya çıkacaktır. Muhalefetin
kazanma olasılığı Erdoğan cephesindeki birçok kararsız unsurun kararsızlığını
besleyecek ve orada bir panik oluşmasına yol açabilecektir.
Bütün bunlar bir arada ikinci turun 7 Haziran benzeri bir
atmosferde gerçekleşmesine yol açabilir ve Erdoğan belasından kurtulmak mümkün
olabilir.
Erdoğan için birinci turda seçimi kazanmak hayati önemdedir.
Bunu başaramadığı takdirde zayıflığı ortaya çıkabilir ve bu da domino etkisiyle
yeni zayıflıkların kapısını açar.
O halde ilk turda Erdoğan’ın kazanmasını engellemek için
gerekli matematiğe bakalım şimdi.
Birincisi ve en önemlisi, olabildiğince yüksek katılım Erdoğan’ın
ilk turu kazanması için gerekli oy miktarını yükseltir ve yüzde elli bire
ulaşmasını engelleyici bir etki yapar.
Olabildiğince yüksek katılımı sağlamanın yolu ise olabildiğince çok ve
farklı adaydır.
Az aday hem katılımı hem de muhalefetin alabileceği oy
oranını düşürür.
Olabildiğince çok ve farklı aday neden yüksek katılıma yol
açar?
Birincisi, varsayalım ki, üç parti bir adayda anlaştı ve bir
de HDP aday belirledi, birde şu ana kadar birkaç bağımsız aday çıktı (Bunların
100.000 imza bulabileceği henüz kesin bile değil) Varsayalım ki Levent Gültekin
de 100.000 imzayı bulup aday oldu.
Bu durumda böylesine dar bir spektrumdaki hiç de
küçümsenmeyecek bir seçmen kitlesi, kendi eğilim ve görüşlerine uygun bir aday bulamayacağından
sandığa gitmeyecektir. Sandığa sadece var olan partilere oy verecek olanlar
gidecektir.
Halbuki bizzat Bekir Ağırdır’ın da belirttiği gibi, şu an en
büyük kesim partiler dışında bulunmaktadır. Bunların önemli bir bölümü bu
durumda sandığa gitmeyebilir.
Sandığa gitmeyenler ise Erdoğan’ın almasının yolunu açar.
Ama birçok farklı aday, partilerden umutsuz geniş kesimlerin
en azından kendilerine en uygun adaylar bulma ve bunlara oy vermek için sandığa
gitme olasılıklarını arttırır. Yani bu katılımı arttırır ve katılımın artması
Erdoğan’ın ilk turu kazanma olasılığını azaltır.
Ayrıca çok adayın Erdoğan’a verilecek oyları azaltıcı bir etkisi de olur. Birçok aday olduğunda bunlar içinde birilerinin Erdoğan’a oy verebileceklerden oylar alabilir.
Ayrıca çok adayın Erdoğan’a verilecek oyları azaltıcı bir etkisi de olur. Birçok aday olduğunda bunlar içinde birilerinin Erdoğan’a oy verebileceklerden oylar alabilir.
Buna karşılık Erdoğan karşısındaki adayların birbirinden oy
alması seçimin bu plebisit karakteri nedeniyle Erdoğan’ın seçilmesine yol
açacak olumsuz bir etkide bulunmaz, yani Erdoğan’a verilmeyen toplam oy
miktarında bir değişime yol açmaz. Ama toplam oy miktarında dolayısıyla Erdoğan’a
gerekli oy miktarında değişikliğe ve bunun yükselmesine yol açar.
Sırf bu gerçeği göz önüne alarak bile muhalefetin ilk turda
olabildiğince çok aday çıkmasını sağlaması gerektiğini gösterir.
Çok ve farklı adaylar seçimin ikinci tura kalması için,
kritik ve hayati önemdedir.
Ayrıca az aday, sadece partiler dışı seçmeni yeni
olanaklardan yomsun kılmaz; partilerin içinde bile küskünler ortaya çıkmasına ve
dolayısıyla bizzat partilere angaje seçmenlerin bile gerek seçim çalışmasından,
gerek sandıktan uzak kalmasına yol açabilir.
Bunu CHP ve HDP örneğinde görelim.
Örneğin Demirtaş’ın değil de, herhangi bir gerekçeyle (hukuken
engellenebilir gerekçesiyle) başkasının aday gösterilmesi Demirtaş’a oy vermek
isteyecek çok geniş bir kesimin küskünlüğüne ve oy vermemesine, motivasyonunu
kaybetmesine yol açabilir ve muhtemelen de açacaktır.
Halbuki, diyelim ki HDP başka bir isimi parti olarak aday
gösterdi. Ama aynı zamanda yirmi milletvekilinin imzasıyla Demirtaş’ın da
bağımsız aday olmasını sağladı. Böylece HDP her tercihe uygun iki adayın ortaya
çıkmasına yol açar. Katılım oranında bir düşme olmaz aksine artış olur. (Ayrıca
böylece Demirtaş’ın hukuken engellenmesi bu nedenle aday gösterilmemesi sorunu da
aşılmış olur.)
Benzeri durum CHP’de de var. CHP’nin içinde belli bir kesim Kemalist
bir aday istiyor; belli bir kesim daha demokrat vurgulu bir aday istiyor. Belli
bir kesim Kılıçdaroğlu’nu adaylığa zorluyor, yani referandumu Erdoğan’ın
kazanmasını istiyor Kılıçdaroğlu olmazsa ben olurum diye tehdit ediyor. Belli bir
kesim diğer partilerle ortak ve her kesimden oy alabilecek bir aday istiyor.
Bu sorunu çözmek de aslında çok kolay.
Örneğin diğer partilerle ortak bir adayda anlaşılması
durumunda bile farklı anlayışta adaylar gösterilmesini isteyenlere de yirmi
milletvekili imzasını sağlayıp onların veya istediklerinin de aday olmasını
sağlarız diyebilir ve kimseyi küstürmeden her zevke ve anlayışa adayların
ortaya çıkmasına sağlayabilir.
Yani çok ve farklı adaylar, sadece partiler dışında kalan
seçmenlere yeni olanaklar sunmakla kalmaz, şu veya bu tercih halinde partilere
angaje seçmenlerin de küsmelerini de engeller.
Sadece bu kadar da değil, adaylar ne kadar farklı ve çok
olursa, Erdoğan’a karşı eleştiriler, hareketlenenler, angaje olanlar ve
örgütlenenler o kadar çok olacaktır. Bu ise gerek örgütlenme gerek angaje olma ve
mobilizasyon bakımından çok daha büyük bir gücün hareket geçmesi demektir.
Ama en önemlisi Partilerin bürokratik yapılarının dışında kalan
örgütsüz ve hareketsiz kesimlerin örgütlenmesi ve hareketlenmesi, toplumun tüm
gözeneklerine muhalefetin ulaşması sonucunu doğuracaktır. Erdoğan başına
topladığı cinleri dağıtamayan büyücüye döner.
Ama çok ve farklı adayların bütün bunlardan daha da önemli
bir sonucu olacaktır. İkinci tura kalacak adayı partilerin bürokrasisinin dışında
seçmenlerin belirlemiş olma olasılığı artacaktır.
Hiç belli olmaz, birinci turun şu veya bu adaya oy vermenin
esas olarak Erdoğan’a karşı cephede genel oya etki etkide bulunmayacağının rahatlığı
içinde, gerçekten tüm ülke çapında yeni bir rüzgar estirebilecek bir yeni
alternatifin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Bu olmasa bile, Erdoğan’ın karşısına kim çıkmalı yönünde bir
anket, bir önseçim gibi bir işlev görecektir. Yani çok ve farklı adaylar
Erdoğan karşısındaki adayı halkı kendi oylarıyla belirlemesinin imkanını
yaratacaktır.
Yani muhalefet aslında çok ve farklı adaylara imkan vermeyi
ve bunları desteklemeyi bir hedef haline getirerek Erdoğan’a karşı çıkacak adayın
azami ölçüde seçmenlerce belirlenmesinin, nispeten daha demokratik bir aday
seçiminin yolunu açmış olur.
O halde, birinci turun bu özgül niteliğini görerek HDP, “Erdoğan’ın
karşısına ikinci turda kimin çıkacağını halk belirleyebilsin, bunun için
olabildiğince çok ve farklı aday çıkmalıdır, bunu sağlamak için biz tüm
olanaklarımızı emre amade kılıyoruz” diyebilir ve demelidir.
Bu takdirde HDP bütün hesapları alt üst edip tüm kartların
yeniden karılmasına yol açar ve kendi tecridine son verebilir.
Bu yazıyı okuyanlar, HDP üyeleri, lütfen bu yazıyı HDP
yönetim organlarına, üyelerine, yöneticilerine iletiniz orada bu yaklaşımın
gündeme alınmasını ve tartışılmasını olsun sağlayınız.
HDP böyle bir hamle yaptığı takdirde tüm hesapları alt üst
edebilir.
Bu davranışıyla bütün paradigmaları değiştirip diğer
muhalefet partilerinin de davranışlarını değiştirmesinin yolunu açabilir.
22 Nisan 2018 Pazar
Demir Küçükaydın
Bloglar:
Video:
Podcast:
İndirilebilir kitaplar:
Bu yazı ilk olarak şurada yayınlandı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder