*
Sayın Sosyalist Gazetesi
İlişikte Emine Kıvılcımlı’ya yazılmış bir mektup
yer almaktadır. Bu mektuba gazetenizin sayfalarında yer verebilir misiniz?
Ayrıca, okuyucularınızı, benzer mektuplarla,
Emine Kıvılcımlı’yı protesto etmeye davet edebilir misiniz?
Sanırım bu çoktan yapılması gereken bir iştir.
İşlerinizde başarılar dilerim
Selamlar
Demir Küçükaydın
27 Ekim 1978
Efendim,
Adım: Demir Küçükaydın. Belki hatırlarsınız.
1974 yılında «Kıvılcım» adlı 6 sayı
çıkabilmiş bir gazete vardı. O gazetenin «sahibi» idim.
26 Ekim 1978 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan «Duyuru»nuzu görünce, size bu mektubu yazmaktan kendimi alamadım.
Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerinin Türkiye ve Dünya’da
yayılmasını, okunmasını engelleme, geciktirme sonucu verecek her düşünce ve
davranış, kanımca, -hangi sübjektif niyetle yapılmış olursa olsun-, işçi
sınıfına ve insanlığa düşman bir davranıştır. Ve kendisiyle mücadeleyi
gerektirir.
İşte, sizin Cumhuriyet’te çıkan «Duyııru»nuz
objektif olarak, Kıvılcımlı’nın eserlerinin olabildiğince kısa zamanda ve
olabildiğince bol miktarda BASILMASINI, dolayısıyla YAYILMASINI, dolayısıyla
OKUNMASINI, dolayısıyla ANLAŞILMASINI engelleme sonucunu yarattığı ve yaratacağı için, bu satırları yazıyorum.
İnanıyorum ki, siz de
Hikmet Kıvılcımh’nın eserlerinin okunmasını ve anlaşılmasını istersiniz. Eğer
bu inançta olmasaydım bu satırları yazmaz size, yaptığınızın isteğinize zıt
sonuçlar vereceğini anlatma çabasına girmezdim.
Kıvılcımlı’nın
fikirlerinin kavranabilmesi, fikirlerin ifade edildiği kitapların basımını ve
yayımını gerektirir. Hele Türkiye’nin içinde bulunduğu bu anacık babacık günlerinde,
en kısa zamanda, en seri şekilde, en çok miktarda basınımı ve yayılmasını
gerektirir.
Proletaryanın çıkarı,
Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerinin yayınlanmamışlannın bir an önce yayınlanması,
yayınlanmışların bir kez daha yayınlanmasıdır.
Bunu kim yapmış, niçin
yapmış? Bu önemli değildir. Hangi amaçla yayınlanmış olursa olsun, yeter ki
tahrif edilmeden yayınlansın, yapılan iş objektif olarak olumludur.
Varsayalım ki,
yayınevleri Kıvılcımlı’nın eserlerini KÂR etme amacıyla yayınlıyor olsunlar.
Onlar, kâr ederken, ister istemez, kendi mezar kazıcılarım da eğitmiş olurlar.
Örneğin, Marks, Engels,
Lenin’ in kitapları hiç kimsenin verasetinde değildir. Onların kitaplarım her
akima esen basıp yayınlayabilir. Bel ki, kimi yayıncılar, Bilimsel sosyalizmin
bu ustalarının kitaplarım basarak zengin olabilirler. Varsın olsunlar.
Kapitalistler bu yayın işinden kâr ederken, isteyerek ya da istemiyerek
işçilerin bu kitapları okuması olanağım da sağlarlar. Hemen hemen hepimiz Marks
- Engels’i bu yolla okuyup öğrenme olanağı bulduk. Eğer onların da birer
varisleri olsaydı ve o varisler sizin anlayışınızla hareket etselerdi, belki
hiçbir zaman okuma olanağı bulamazdık.
Kıvılcımlı için de aynı
durum söz konusudur. Bırakın her isteyen, her kapitalist O’nun eserlerini ister
kâr amacıyla ister başka bir amaçla yayınlasın, dağıtsın, isterse ettiği kâr
ile milyoner olsun. Biz Hikmet Kıvılcımlı'nın eserlerini okumak ve okutmak
isteyenler, onlara yaptıkları işin karşılığında böyle bir haraç vermeye
hazırız.
Kaldı ki, «Duyuru»da
sözünü ettiğiniz: Vatan Partisi, Odak, Çağrı, Derleniş gibi
yayınlar, Kıvılcımlı’nın eserlerini kâr amacıyla basmış olamazlar. Onlar
Kıvılcımlı’yı yanlış anlayabilirler, ama yanlış da anlasalar hepsi içtenlikle
Kıvılcımlı’ nın eserlerinin okunmasım istemektedirler. Çünkü, bugün,
Kıvılcımlı’ nın eserlerine ne yazık ki öyle yüksek bir talep yoktur ve bugünkü
yüksek enflasyon oranı da gözönüne alınırsa, bir kapitalist açısından hiç de
kârlı bir yatırım sayılmaz.
Şöyle bir itiraz da mümkündür: «Evet, onlar bu kitaplardan bir kâr amacı
gütmüyorlar. Ama onlar oportünist bir çizgi izliyorlar ve Kıvılcımlı’nın
kitaplarını yayınlayarak oportünist çizgilerine prestij sağlıyorlar, halkı
yanıltıyorlar.»
Bu da mümkündür. Ama o kitapları okuyanlar, er
veya geç, böyle bir şey varsa, onu görebilecek bilgiyi de edinmiş olurlar.
Yani objektif olarak olumlu yanı ağır basar.
Demek ister kâr amacıyla, ister siyasî
amaçlarla yayınlansın, ama yeter ki yayınlansın, yapılan işin objektif olarak
işçi sınıfına yaradığı ortadadır.
Hal böyle iken, siz, bilerek veya bilmeyerek,
kâr amacı bile güdülmeden yapılan yayın faaliyetine taş koyuyorsunuz. Amacınız
ne olursa olsun. Objektif olarak, Hikmet Kıvılcımlı’nın eserlerinin bir an önce
ve bol miktarda yayımını, dolayısıyla onları halkın okuma olanaklarını
kısıtlayarak işçi sınıfına ve halka karşı bir davranış içinde bulunuyorsunuz.
Diyorsunuz ki: «Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın eşi olarak tek varisi benim.»
Evet, öylesiniz. Burjuva Kanunları önünde
varis sizsiniz.
Ama proletarya kavrayışı bakımından, eşi
olmanız dolayısıyla varislik iddianızın zerre kadar değeri yoktur.
Ve proletarya kavrayışıyla hareket eden bir
«varis» şöyle bir ilan verirdi: «Dr.
Hikmet Kıvılcımlı'nın eserleri proletaryanın ve insanlığın malıdır. Bu
eserlerin basımı ve yayımıyla ilgili tüm varislik haklarımdan feragat
ediyorum. Hikmet Kı- vılcımh’mn eserlerinin yayın hakkı kimseye ait değildir
veya herkese aittir.»
Gerçekten, Proleter anlayışla hareket eden bir
varis böyle davranırdı.
Ama siz, burjuva miras hukukunun ardına
gizlenerek, Kıvılcımlı’ya ve işçi sınıfına ihanet ediyor, O’nun eserlerinin
yayılmasını ve okunmasını engelliyorsunuz. Yaptığınız budur. Lütfen bunu
görün.
Efendim,
Söylediklerim, biraz acı ve ağır gelebilir.
Ama gerçek budur. Bugüne kadar izlediğiniz politika, Hikmet Kıvılcımlı'nın
eserlerinin yayınım engellemek ve geciktirmek olmuştur. Şimdi, gerçekten
Kıvılcımlı’ya inanmış kimi insanlar, O’nun bulunmakta zorluk çekilen veya hiç
yayınlanmamış kitaplarım yayınlıyorlarsa, lütfen onları engellemeyin. Bu
kitapların yayını, işçi sınıfı için, aklınızın alamayacağı kadar yararlı
oluyor.
Sizden izin alınmadan yayınlandığından
sözediyorsunuz. Bu izni kimsenin istemesini beklemeden kendiniz vermelisiniz.
Tüm bu yazdıklarım sizi ikna etmemiş olabilir.
Ya da ikna olmak çıkarlarınıza aykırı gelebilir. Bu durumu da düşünerek ve
Kıvılcımlı’nın kitaplarının yayınlanmasından sonsuz yarar uman bir kişi olarak,
size yolladığım bu mektubun birer suretini, Kıvılcımlı'nın görüşlerini savunma
iddialı yayın organlarına da ileteceğim ve yine onlar aracılığıyla sizin «Duyuru»nuzda dile getirdiğiniz
görüşlerin protesto edilmesini Kıvılcımlı'nın görüşlerini benim seyenlerden
isteyeceğim.
Sanırım size, yüzlerce Kıvılcımlı'nın görüşlerini
benimsemiş kişiden, gelecek pro testolar yaptığınızı kavramanızı, yanlışınızı
görmenizi sağlayabilir.
Son olarak tekrar ediyorum: Kıvılcımh’nın
görüşlerini yayınladığı için burjuvazi tarafından hapsedilmiş bir insan
olarak, Duyuru’da dile getirilen
anlayışı, Kıvılcımlı’ya ve İşçi Sınıfına karşı olduğu için protesto ediyorum.
Ve sizi bu politikayı terke çağırıyorum.
Bu inançla, sağlık ve mutluluk dilerim
efendim.
Demir KÜÇÜKAYDIN
Kapalı Cezaevi / NİĞDE
(Bu mektup Sosyalist gazetesinin 5 Aralık 1978
tarihli 73. Sayısında yayınlanmış, 4. Temmmuz. 2024 tarihinde dijitalize
edilmmiştir. D.K.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder