Herkes bu günlerde seçimlere odaklanmış durumda. Ama
unutulan bir gerçek var. Erdoğan seçimlerden bağımsız olarak bir sorundur.
Erdoğan sorunundan kurtulmak, seçimlere bağlı değildir. Erdoğan fiili bir darba
yapmıştır ve bunu da kendisi açıkça ifade etmiştir.
O halde bu darbe rejimine son vermek, en acil
sorundur. Erdoğan oradan gitmeden hiçbir sorun gündeme alınamaz ve çözümlenemez
durumdadır. Bu basit gerçeği atlayan her politik davranış bu gerçeğin duvarına
çarpacaktır.
Bu önermelerden hareket eden bir yurttaş girişimi, Erdoğan İstifa isimli e-mail grubunda, bir süredir, Erdoğan’ı
istifaya zorlamak için ne yapmak gerekir diye tartışıyordu[1].
Tartışmalar sonunda sadece #istifa
parolasıyla, (kim olduğunu izaha bile gerek yok diye düşünerek)
bir sivil hareket başlatmayı ve tüm yurttaşlara bu yönde bir çağrı yapmayı
kararlaştırdılar. Bu cumartesi, yani yarın (24. Ekim. 2015) Kadıköy’de ve
mümkün olan diğer yerlerde, bu #istifa hareketini
başlatacaklar.
Herkesi şu sözlerle başlatacakları harekete davet
ediyorlar:
“Bugün polisin keyfi
müdahaleleriyle toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı fiilen ortadan kalkmıştır.
Yaratılan korku ortamıyla yurttaşların demokratik olarak yan yana gelmesi ve
politik bir güç oluşturması engelleniyor.
Bizler madem yürüyemiyoruz o
halde, “duran adam” olacağız; duramıyorsak oturacağız, oturamıyorsak
yürüyeceğiz. Siyasi taleplerimizi, en
temel yurttaşlık haklarımız üzerinden ifade edeceğiz. Kendi siyasi
eğilimlerimizi ifade eden hiçbir pankart, flama, bayrak vs. taşımayacağız;
hiçbir slogan atmayacağız. Sessizce, yurttaşların en temel haklarına dayanarak
ve bunları kullanarak, göğsümüze “#istifa”
yazarak, durabilir, oturabilir, yürüyebilir, uzanabiliriz. Bunlar, hiçbir
şekilde gösteri, toplantı ve yürüyüşe girmez. Bu yurttaşlar rastlantısal olarak
belli bir yerde ve saatte bunları yapabilir.
Bu şekilde milyonlarca yurttaş bu
felç durumundan çıkabilir, en temel insan ve yurttaşlık haklarına dayanarak
fikrini ifade edebilir.
Bunu yaptığımız takdirde, modern
bir sivil haklar hareketi yaratarak, en pasif ve barışçıl biçimlerle Erdoğan’ı
oradan uzaklaştırabiliriz.
Bugün hala Erdoğan’a karşı
hareket edebileceğimiz böyle bir alan mevcuttur. Ama bunu şimdi yapmazsak,
ileride bu olanak bile elimizde olmayabilir.”
Ben de, bir yurttaş, bir insan olarak bu sivil
direnişe, sivil harekete katılacağım. Göğsüme iğneleyeceğim, üzerinde #istifa yazan bir kâğıtla, Kadıköy
iskelesinin oralarda, saat 15.00’den itibaren, duracağım, oturacağım,
yürüyeceğim vs..
Kendi gerekçelerimi aşağıda açıklıyorum. Herkesin de
benzer şekilde davranması gerektiğini düşünüyor; herkesi bulunduğu her şehirde,
her semtte, benzeri bir sivil hareket başlatmaya çağırıyorum.
Sadece bu sivil harekete katılmakla kalmamalıyız, onu
başka alanlarda da duyurmalıyız. Bilindiği gibi, bütün medya neredeyse Erdoğan’ın
kontrolü altındadır. Ortada sosyal medyanın sürekli yeni keyfi yasaklamalarla
daraltılan, sınırlı olanaklarından başka bir haberleşme ve fikrini ifade aracı
bulunmamaktadır. Kullanılamayan hak, hak değildir. Yani fikir ve ifade
özgürlüğü de fiilen yoktur ve gasp edilmiştir. Bu nedenle sosyal medyada da bu
gibi davranışları ve çağrıları elimizden geldiğince paylaşarak daha geniş
toplum kesimlerine ulaşmanın yollarını aramalıyız.
Aşağıda kendi gerekçelerim. Hepimizin gerekçeleri farklı olabilir. Bunları çeşitli yazılarda, yerlerde,
biçimlerde ifade edebiliriz. Ama #istifa
hareketinde bizler bir tek somut hedef
etrafında bir araya gelmeliyiz: #istifa!
*
“Kardeşler,
Yurttaşlar,
Bugün
Türkiye’deki, (hatta Ortadoğu’daki) tüm sorunların çözümünün önündeki en büyük
engel Erdoğan’dır. Erdoğan orada durdukça başka hiçbir sorunu gündeme alma ve
çözme olanağı bulunmamaktadır. Sorunların çözülmesi bir yana ülke ve toplum
hızla bir uçuruma doğru gitmektedir. Sadece Erdoğan’ın başkanlık ihtirası
yüzünden ve sadece bu iki seçim arasında bile 500’den fazla insan öldü.
Erdoğan hakkında
birçok iddia bulunmaktadır. Bu durumda her uygar insan gibi, hem hukuken; hem de
toplumun vicdanında beraat etmek için, gönüllü olarak hesap vermeyi seçecek
yerde; yargıyı hallaç pamuğu gibi atarak; bulunduğu mevkiin güç ve olanaklarını
kullanarak, kendisinden hesap sorulma olanağını bile ortadan kaldırmaktadır.
Artık Erdoğan
için, fiili başkanlık, dolayısıyla hesap sorulamaz ve denetlenemez yetkileri ve
gücü elinde bulundurmak ile yargılanma ve hesap verme dışında üçüncü bir yol
bulunmamaktadır; artık tek parolası vardır: “Ya devlet
başa ya kuzgun leşe”.
Erdoğan
orada olduğu sürece seçimlerin olacağının; olursa adil olacağının; istemediği
bir sonuç çıkarsa bunları kabul edeceğinin hiçbir garantisi bulunmamaktadır.
Öte yandan hem başında bulunduğu tüm devlet aygıtını kullanarak; hem de
elindeki örtülü ödenekleri, istihbaratı kullanarak; devlet içindeki her türlü
yasal kontrolden azade terör güçleri ile ittifak yaparak; hızla terör çeteleri
örgütlemekte, Mafya patronlarıyla iş birliğine gitmekte; kendisinden hesap
sormanın bütün yollarını hızla yok etmektedir.
Ve “Külliye”
denen Saray, sadece bir fiziksel yapı değildir. Bu “Külliye” işlevi, bir tek
adamın mutlak gücüne ve yetkisine göre düzenlenmiş bir yapı olmasıdır. Yani
Saray, aslında Anayasa’yla belirlenmiş devlet organlarının dışında; tamamen
Erdoğan’a bağlı ve onun fiili yetkilerinden güç alan binlerce dairesi ve
çalışanı olan bir paralel ve gizli devlet durumundadır. Harcamaları ve yaptığı
işler yurttaşların her türlü denetiminden uzaktır ve açıklıktan yoksundur. Erdoğan’ın
orada bulunması her an fiili bir anayasa ihlalidir.
Erdoğan’ın
fiilen başkanlık rejimine geçişi ve fiili bir başkan oluşu, seçimlerden ve
sonuçlarından bağımsız olarak bir sorundur. Erdoğan orada durdukça, seçimlerin sonucu
ne olursa olsun, Erdoğan baş sorun olmaya devam edecektir. O halde en acil
görev, en baş sorun Erdoğan’ın istifasıdır. Bir an önce istifası hem tüm ülke
ve Ortadoğu için, hem de kendisi için en barışçı, en sancısız ve en hayırlı
yoldur.
Peki, bu
nasıl sağlanacak?
Bugün
yurttaşların en azından yüzde altmışı; hatta çok daha büyük bir yüzdesi, bizzat
kendi partisine oy verenlerin bile çok önemli bir kesimi Erdoğan’ı sorunların
başı olarak görmektedir.
Ancak bu
büyük çoğunluk bu eğilimini ifade edecek kanallardan ve birlikten yoksundur ve
Erdoğan tarafından bütün bu olanaklar da hızla yok edilmektedir. Bu nedenle halkın
büyük çoğunluğunun bu ortak görüşü bir siyasi talep ve harekette ifadesini
bulamamakta; bu da umutsuzluğu ve çaresizliği beslemektedir.
Derhal
Erdoğan’ın istifasına yönelik bir sivil direniş başlatılmalıdır.
Örneğin gösteri
ve toplantı hakkı fiilen gasp edilmiştir. En sıradan bir basın açıklaması bile
polisin keyfi müdahalelerine uğramaktadır. Bombalamalar nedeniyle insanlar bir
araya gelmeye bile korkmaktadır.
O halde, toplantı,
gösteri ve yürüyüş hakkı fiilen gasp edildiğine göre, bize en temel
yurttaşlık hakları alanı; hukuken hiçbir
şekilde gösteri ve toplantı yürüyüşleri kanununa girmeyen alan kalmaktadır. Temel haklar bize kalan son alandır. Şimdi bu küçük alanı
kullanıp birleşemezsek yarın bunu da yitirebiliniz. Nedir bunlar?
Fikrimizi
sözle yazıyla anlatabileceğimiz yazıyor Anayasa’da. Göğsümüze bir kâğıda “#İstifa” yazıp astığımızda, bu
hakkımızı kullanmaktan başka bir şey yapmış olmayız. Gençlerin tişörtlerinde
çeşitli yazılar bulunuyor örneğin. Bunu şimdilik yasaklayabilecek hiçbir yasa
yoktur. Bunu engelleyen polis veya idareci suç işler. Polisin görevi, en
azından teorik olarak, bu en temel insan hakkının bekçisi olmaktır.
Öte yandan,
ülke içinde seyahat etme; bir yerde oturma, durma, yürüme, başkalarına engel
olmadığımız sürece en temel hakkımızdır. O halde herkes göğsünde # istifa yazan bir yazıyla
yürüyebilir, oturabilir, durabilir, hatta uygun yere uzanabilir. Devletin ve polisin
görevi bu hakkın kullanılmasını garanti altına almak ve savunmaktır.
Böyle
davranın insanlar günün belli saatlerinde bunu yapabilirler ve benzeri yerlerde
bulunabilirler. Örneğin günün her saatinde İstiklal Caddesi’nde herhangi bir
miting veya gösteri yürüyüşünden çok daha fazla ve yoğun insan bulunmaktadır. Bu
insanların, göğüslerinde istifa talep eden yazılarla orada dolaşmaları,
durmaları veya oturmaları hiçbir şekilde toplantı ve gösteri alanına girmez.
İşte böyle
bir davranış biçimiyle, bu felç durumundan çıkabilir; modern yurttaşlar olarak;
en temel insan ve yurttaşlık haklarına dayanarak fikrimizi ve talebimizi dile
getirebiliriz.
Ayrıca hem bu
en temel hakkın bile gaspına vesile yaratmamak; hem de çeşitli politik
grupların veya partilerin bu harekete damga vurma ve onu kontrol altına alma
çabalarını anlamsız kılmak; hem de birliği ve en geniş katılımı sağlamak için
hiçbir şekilde slogan atılmamalı; ses çıkarılmamalı;
pankart, afiş, bayrak, flama bulunmamalıdır. Bugün en büyük
ihtiyaç ise en farklı gerekçelere sahip insanların somut
#istifa talebinde bir araya
gelmesidir. Gereğinde sessizlik en güçlü haykırıştan bile daha etkilidir. Sessizliğimiz
ve bir tek sözcüğe indirgenmişliğimiz, gasp edilmiş haklarımızı ifade eden bir suç
duyurusudur.
Bu son
hakkımızı kullanalım ve herkesi de böyle davranmaya davet edelim
Eğer böyle
bir sivil direnişi yapamazsak, söylenecek tek söz kalır: “Herkes layığını
bulur” veya “her halk kimin tarafından yönetiliyorsa onun tarafından yönetilmeye
layıktır”.
Ben bir insan,
bir yurttaş, bir birey olarak bu düşüncelerle #İstifa
Hareketi’ne katılıyorum. Her gün
belli saatlerde belli yerlerde göğsümde #İstifa
yazan bir kâğıtla duracağım, yürüyeceğim, oturacağım. Herkesi de böyle
davranmaya çağırıyorum.
Demir
Küçükaydın
23 Ekim 2015
Cuma”
[1]
Grubun tüm tartışmaları kamuya açıktır. Girişimin e-mail grubunda şu bilgiler
var:
“Erdoğan İstifa e-Mail
Grubu, Erdoğan'ın istifasını talep eden yurttaş girişiminin haberleşmesi ve
çalışmalarını organizasyonu için kurulmuştur.
Grubun Tüm çalışmaları açıktır. Grubun üyeleri
tartışmalara ve karar oylamalarına katılabilir. Kararlar en az reddedileni
bulmaya yarayan oydaşma yöntemiyle alınır.
Grupta sadece sabotajlara karşı teknik moderasyon
uygulanabilir. Hiç bir fikir engellenemez.
Gruba üye olmak için erdogan-istifa+subscribe@googlegroups.com
adresine e-posta göndermek yeterlidir.
Bu grubu https://groups.google.com/d/forum/erdogan-istifa
adresinde ziyaret edebilirsiniz
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout
adresini ziyaret edin.
Girişimin Facebook Sayfası adresi:
Girişimin Facebook Grubu adresi:
Blog Adresi:
Twitter:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder