23 Haziran 2014 Pazartesi

HDK ve HDP Kongre İzlenimleri

Kongre’lerin daha geniş bir perspektiften analizini ayrı bir yazıyla veya başka yazıların içine yedirilmiş olarak yapmaya çalışırız. Ancak ilk elde izlenimleri kısaca aktaralım.

“Gerçek olan aklidir” ama “Akli olan da gerçektir”

Kongre öncesinde yapılan eleştiri ve öngörüler epey geniş bir kesime ulaşmıştı, izleniyordu, üzerinde konuşuluyor, tartışılıyor ve haklı bulunuyordu.
Ancak bunların hepsi birbirinden habersiz bireysel değerlendirmeler olarak kalıyorlardı.
Kongre öncesindeki yazılarda yapılan eleştiriler maalesef şu an da aynen geçerlidir ve öngörüler gerçekleşmiştir.

22 Haziran 2014 Pazar

Manda Bekir, Dinazorlar ve Partiler - Dolu Ev (Full House)

Bir zamanlar bir Manda Bekir varmış, bir şut çekmiş, mandayı devirmiş. Ya da Bir şut çekmiş ağları delmiş. Ah nerede eski futbolcular!
Eski pehlivanlarla ilgili böyle hikâyeler de vardır. Ah nerede o eski Pehlivanlar, kazıkçı Karabekirler.
Neredeyse her spor alanında böyle efsaneler vardır.
Manda Bekir bu gün yaşasaydı, muhtemelen mahalle takımlarında bile yer alamazdı. Kazıkçı Karabekir ise her halde daha ilk turlarda elenirdi.
Benzer efsaneler Amerikan beyzbolunda da varmış.
Harikulade bir deneme yazarı ve paleantolog ve beyzbol hastası olan Stephan Jay Gould, Full House adlı kitabında bunun bir efsane olduğunu blimsel olarak olarak gösterir.
Beyzbolun neredeyse yüz yıla yakın bütün istatistikleri elde bulunuyor ve yine bu uzun süre boyunca kuralları hiç değişmemiş. Bu istatistiklere dayanarak, Gould, aslında bu günkü beyzbolcuların çok daha iyi olduklarını ve çok daha iyi oldukları için, eski oyuncular gibi büyük başarılar gösteremediklerini kanıtlıyor.
Futbol maçlarını seyredenler de, eski maçları özlüyorlar. Zaten artık öyle çok gollü büyük farkların olduğu karşılaşmalar, spektaküler başarılar ve oyuncular pek çıkmıyor.

20 Haziran 2014 Cuma

HDK ve HDP Kongreleri Gelirken Anlaşılmayan Temel Konu: Yapı

Türkiye’nin Sosyalistinin de, Liberalinin de, İslamcısının da, Demokratının da anlamadığı temel sorun şudur: yapıyı değiştirmeden insanları veya politikaları değiştirmeye kalkmaları.
Yapıyı değiştirme, köklü temel değişiklikler yapma; sonuçlarla değil nedenlerle mücadele gibi bir derdi olmayanlar; aksine bunların değiştirilmesinin temel sorun olarak ele alınmasını  tehlike olarak görenler, tartışmayı ve gündemi hep politikalara; ahlak ve namusa çekerler; insanları, partileri, örgütleri vs. dürüst ve ahlaklı olmadıkları açısından eleştirirler.
Marksizm ise, insanların düşüncesini belirleyen varlıklarıdır der. Yani yapıyı değiştirmeden, insanlara ahlaklı ve dürüst, örnek Komünist veya örnek Müslüman veya Hıristiyan olmayı vaaz etmek veya “doğru politikalar” uygulamak hiçbir sonuç vermez ve yenilgiye mahkûmdur der.
Bütün dinler ve uygarlıklar tarihi ve de Marksizm'in ve sosyalist hareketlerin tarihi Marksizm'in bu önermesinin bir doğrulanmasından başka bir şey değildir.

19 Haziran 2014 Perşembe

HDK ve HDP’nin Medyatik Mizansen “Kongre”leri

Bu hafta sonu HDK ve HDP’nin Kongreleri var. Ancak bu Kongreler medyatik mizansen kongreler olacaktır. Gerçek kongreler birileri tarafından bir yerlerde yapılmış ve kararlar alınmıştır. Bu kongreler o bir yerlerde birilerinin yaptığı kongrelerde alınan kararların medyatik bir mizansenle oylandığı gösteriler olacaktır.
Bunu biz demiyoruz. Bizzat HDK ve HDP kendisi söylüyor. Daha önce Ertuğrul kürkçü ve Demirtaş’ın beyanatlarında bunu kendi ağızlarıyla ifade ettiklerini; hatta önümüzdeki yıllarda yapılacak birkaç kongrenin de böyle olacağını bizzat Kürkçü’nün ifadelerinden öğrenmiştik.

18 Haziran 2014 Çarşamba

Futbol, Spor, Tatil, İşçiler, Kapitalizm ve İbadet

Belli sporlar belli sınıflarla ilişkilidir. Birçok sporun yapılabilmesi belli bir gelir düzeyini, dolayısıyla sınıfsal bir konumu varsayar.
Örneğin golf veya teniste, sadece oyun takımlarının alınması ve bir oyun yeri bile yüksek bir gelir düzeyini varsayar. Bu nedenle bu sporlar alt sınıfların semtine bile uğramazlar.
Elbet geleneklerin de, yani o spor türünün ortaya çıkışı veya geçirdiği evrim de, belli bir sınıfa bağlılığı belirler ve bu bağ bir kere ortaya çıktıktan sonra kendini yeniden üreten bir süreç başlayabilir.
Buna ilginç bir örnek, sürücülerin atın üzerine binerek yaptıkları at yarışları ile sürücülerin atın arkasına koşulmuş bir arabaya binerek yaptıkları at yarışlarıdır.
Atın üstüne binilerek yapılan yarışlar, kökleri komün şeflerine, şövalyelere kadar giden asillerin yaşantısı ve olanaklarıyla ilişki içinde ortaya çıkmışlardır.