31 Mayıs 2019 Cuma

Gezi Hareketinin Dersleri ve Analizi

Gezi'nin altıncı yılı vesilesiyle, birkaç gün önce "Gezi Direnişi Yazıları" adıyla basılan kitabımızı PDF ve EPUB olarak paylaşmıştık. (Şuradan indirilebilir: https://yadi.sk/d/m7xkMnsr3Jc3k3 )
Bu kitap 1 Haziran ve 29 Temmuz arasında Gezi'nin en canlı döneminde sıcağı sıcağına yazılmış yazılardan bir seçki idi. Bu seçki içinde ayrıca sonra  yazılmış birer Gezi değerlendirmesi olan iki yazı da vardı.
Sıcağı sıcağına yazılmış yazıların derlendiği kitapta bu analiz ve dersler bir fazlalık gibi duruyorlar ve pek dikkati çekmiyorlardı.
Ayrıca daha sonra başka değerlendirmeler de yapmıştık.
Bu analiz ve derslerin içinden bir seçkiyi ayrı bir derleme içinde ayrıca  toplamanın daha iyi olacağını düşündük. Okuyucu hepsini bir arada bulabilir ve bulundurabilirdi.
Aşağıda bu değerlendirmenin Sunuş ve İçindekiler'i yer alıyor.
"Gezi Hareketinin Dersleri ve Analizi" başlıklı bu kitap da yine şu adresten https://yadi.sk/d/EoCM13u0YCzgCg EPUB ve PDF olarak kolaylıkla indirilebilir.

Ayrıca bundan sonra Forumlar ve Dayanışmalar döneminde  yazdığımız yazıları da ayrı bir derlemede toplamayı ve böylece  Gezi ile ilgili bütün yazıları kitaplaştırmayı hedefliyoruz.
Aşağıda Gezi Hareketinin Dersleri ve Analizi başlığı altında yapılmış derlemenin Sunuş ve İçindekileri yer alıyor. İndirmek için şu adres https://yadi.sk/d/EoCM13u0YCzgCg veya şu QR kodu üzerinden indirilebilir.


Sunuş

Bu günler Gezi’nin altıncı yılı.
Bu vesileyle Gezi üzerine hem Gezi esnasında hem de özellikle Gezi’den sonraki bir yıl içinde sıcağı sıcağına yaptığımız analiz ve değerlendirmelerden bir seçki hazırladık.
Gezi üzerine neredeyse bütün yazın övgüden ve hamasi sözlerden ibarettir. Aşağıdaki derleme kitap, bu hamaset edebiyatına son vermeyi hedeflemektedir.
Kısaca ve özce söylemek gerekirse, Gezi başarısız bir harekettir.
Sadece yenilgiye uğradığı için değil.
Bir hareket yenilebilir ama yine de bir gelenek, bir birikim, paha biçilemeyecek dersler vs. bırakabilir.
Örneğin Paris Komünü yenilmişti ama, Marks’ın analizleri sayesinde, en azından bir teorik birikim ve dersler bırakmıştı. Bunlar hala bir gelenek, bir yol gösterici bir ışık olmaya devam ediyorlar denebilir.
Gezi ise hem yenildi hem de bir birikim, bir gelenek bırakmadı.
Gezi, ne örgütsel ne politik ne teorik ne sanatsal ne programatik ne stratejik bir deney ve birikim bırakabilmiş değildir.
Gezi’nin analizi ve derslerinin çıkarılması yönünde (ayrıca olayların içinde ve sıcağı sıcağına Gezi esnasında da Gezi’yi etkileme, sonrasında Parklar ve Dayanışmaları etkileme yönünde) neredeyse tek çaba bu satırların yazarına aittir.
Ne var ki bu çaba ortalığa egemen olan hamasi ve övgü dolu yazın tarafından bilinçli olarak görmezden gelinmektedir.
Bunda şaşılacak bir şey de yoktur.
Onların ve bizim yaklaşımımız, su ve ateş gibi bir arada bulunamaz. Biri varsa diğeri var olamaz. Bugün onlar var ve bizimki yok.
Ama ilerde, tam tersinin olacağını, Gezi esnasında ve sonrasında Gezi üzerine yazdıklarımızın, Marks’ın Paris Komünü üzerine değerlendirmesi olan Fransa’da İç Savaş gibi, değerlendirileceğini düşünüyoruz.
Gezi’yi demokratlar ve sosyalistler değerlendiremedi, ne kendisini ne de bir deney olarak derslerini.
Ancak Gezi’nin, bir gençlik aşağı olarak, uzun vadede karşı olduğu sistemin ömrünün uzamasına yol açması çok daha olası görülmektedir.
Gezi’nin böyle dolaylı bir etkisi olduğundan söz edilebilir. Gezi bu anlamda 68 hareketine benzemektedir. O da karşı olduğu sistemi gençleştirici, ona esneklik kazandırıcı bir işlev görmüştü.
Gezi çok dolaylı yollardan, özellikle CHP’ye bir gençlik aşısı yaparak, sistemin içinde sistemin yenilenmesine yol açarak bir etki yaratmıştır denebilir.
Örneğin CHP İstanbul Belediye reisi adayı İmamoğlu veya İstanbul İl örgütü yöneticisi Kaftancıoğlu’nin öne çıkışları bu bağlamda görülebilir.
Eğer İmamoğlu seçimi kazanırsa, bu Gezi’nin de bir başarısı olacaktır. Çünkü bu genç kuşak politikacılar ve onlara oy veren genç kuşaklar biraz da Gezi’nin çocuğu sayılabilirler.
Gezi’nin etkisi bir kuşak değişimi biçiminde ortaya çıkacak ve karşı olduğu sistemi gençleştirecek, ona esneklik kazandıracak gibi görünüyor.
Dolasıyla var olan sistem, yani devlet, kurumlar, partiler vs.,   kendini Gezi sayesinde esneterek Gezi’nin rantını yiyecektir denebilir.
Marks, devrimin cellatlarının onun vasiyetini yerine getirdiğinden söz etmişti. Gezi söz konusu olduğunda, Belli bir anlamda benzer bir süreçten söz edilebilir.
Hem Sosyalist hareket ve örgütler, hem de Kürt Hareketi, kişiler düzeyinde Gezi’nin kalıntılarından epeyce taze kan aldılarsa da aldıklarını kendilerine benzettiler ve bu nedenle Gezi sayesinde benzeri bir gençlik aşısı yaşamadılar ve yaşayamıyorlar.
Bu nedenle kendilerini tekrarlıyorlar ve Gezi’nin mirasını, derslerini özümleme yeteneği gösteremedikleri için var olan sisteme, devlete, patilere ve kurumlara, Gezi’nin rantını bağışlamış bulunuyorlar.
Altınca yılında Gezi’den kalan böylesine olumsuz bir tablo.
Elinizdeki derleme bu tabloyu değiştirmek için sonu gelmeyen çabalardan biridir.
Demir Küçükaydın
31 Mayıs 2019 Cuma

İçindekiler













Hiç yorum yok: