Bu kitap 1 Haziran ve 29 Temmuz arasında Gezi'nin en canlı döneminde sıcağı sıcağına yazılmış yazılardan bir seçki idi. Bu seçki içinde ayrıca sonra yazılmış birer Gezi değerlendirmesi olan iki yazı da vardı.
Sıcağı sıcağına yazılmış yazıların derlendiği kitapta bu analiz ve dersler bir fazlalık gibi duruyorlar ve pek dikkati çekmiyorlardı.
Ayrıca daha sonra başka değerlendirmeler de yapmıştık.
Bu analiz ve derslerin içinden bir seçkiyi ayrı bir derleme içinde ayrıca toplamanın daha iyi olacağını düşündük. Okuyucu hepsini bir arada bulabilir ve bulundurabilirdi.
Aşağıda bu değerlendirmenin Sunuş ve İçindekiler'i yer alıyor.
"Gezi Hareketinin Dersleri ve Analizi" başlıklı bu kitap da yine şu adresten https://yadi.sk/d/EoCM13u0YCzgCg EPUB ve PDF olarak kolaylıkla indirilebilir.
Ayrıca bundan sonra Forumlar ve Dayanışmalar döneminde yazdığımız yazıları da ayrı bir derlemede toplamayı ve böylece Gezi ile ilgili bütün yazıları kitaplaştırmayı hedefliyoruz.
Aşağıda Gezi Hareketinin Dersleri ve Analizi başlığı altında yapılmış derlemenin Sunuş ve İçindekileri yer alıyor. İndirmek için şu adres https://yadi.sk/d/EoCM13u0YCzgCg veya şu QR kodu üzerinden indirilebilir.
Sunuş
Bu günler Gezi’nin altıncı yılı.
Bu vesileyle Gezi üzerine hem Gezi esnasında hem de
özellikle Gezi’den sonraki bir yıl içinde sıcağı sıcağına yaptığımız analiz ve
değerlendirmelerden bir seçki hazırladık.
Gezi üzerine neredeyse bütün yazın övgüden ve hamasi
sözlerden ibarettir. Aşağıdaki derleme kitap, bu hamaset edebiyatına son vermeyi
hedeflemektedir.
Kısaca ve özce söylemek gerekirse, Gezi başarısız bir
harekettir.
Sadece yenilgiye uğradığı için değil.
Bir hareket yenilebilir ama yine de bir gelenek, bir
birikim, paha biçilemeyecek dersler vs. bırakabilir.
Örneğin Paris Komünü
yenilmişti ama, Marks’ın analizleri sayesinde, en azından bir teorik birikim ve
dersler bırakmıştı. Bunlar hala bir gelenek, bir yol gösterici bir ışık olmaya
devam ediyorlar denebilir.
Gezi ise hem yenildi hem de bir birikim, bir gelenek
bırakmadı.
Gezi, ne örgütsel ne politik ne teorik ne sanatsal ne programatik
ne stratejik bir deney ve birikim bırakabilmiş değildir.
Gezi’nin analizi ve derslerinin çıkarılması yönünde (ayrıca
olayların içinde ve sıcağı sıcağına Gezi esnasında da Gezi’yi etkileme,
sonrasında Parklar ve Dayanışmaları etkileme yönünde) neredeyse tek çaba bu
satırların yazarına aittir.
Ne var ki bu çaba ortalığa egemen olan hamasi ve övgü dolu
yazın tarafından bilinçli olarak görmezden gelinmektedir.
Bunda şaşılacak bir şey de yoktur.
Onların ve bizim yaklaşımımız, su ve ateş gibi bir arada
bulunamaz. Biri varsa diğeri var olamaz. Bugün onlar var ve bizimki yok.
Ama ilerde, tam tersinin olacağını, Gezi esnasında ve
sonrasında Gezi üzerine yazdıklarımızın, Marks’ın Paris Komünü üzerine
değerlendirmesi olan Fransa’da İç Savaş
gibi, değerlendirileceğini düşünüyoruz.
Gezi’yi demokratlar ve sosyalistler değerlendiremedi, ne kendisini
ne de bir deney olarak derslerini.
Ancak Gezi’nin, bir gençlik aşağı olarak, uzun vadede karşı
olduğu sistemin ömrünün uzamasına yol açması çok daha olası görülmektedir.
Gezi’nin böyle dolaylı bir etkisi olduğundan söz edilebilir.
Gezi bu anlamda 68 hareketine benzemektedir. O da karşı olduğu sistemi
gençleştirici, ona esneklik kazandırıcı bir işlev görmüştü.
Gezi çok dolaylı yollardan, özellikle CHP’ye bir gençlik
aşısı yaparak, sistemin içinde sistemin yenilenmesine yol açarak bir etki
yaratmıştır denebilir.
Örneğin CHP İstanbul Belediye reisi adayı İmamoğlu veya
İstanbul İl örgütü yöneticisi Kaftancıoğlu’nin öne çıkışları bu bağlamda
görülebilir.
Eğer İmamoğlu seçimi kazanırsa, bu Gezi’nin de bir başarısı
olacaktır. Çünkü bu genç kuşak politikacılar ve onlara oy veren genç kuşaklar biraz
da Gezi’nin çocuğu sayılabilirler.
Gezi’nin etkisi bir kuşak değişimi biçiminde ortaya çıkacak
ve karşı olduğu sistemi gençleştirecek, ona esneklik kazandıracak gibi
görünüyor.
Dolasıyla var olan sistem, yani devlet, kurumlar, partiler
vs., kendini Gezi sayesinde esneterek
Gezi’nin rantını yiyecektir denebilir.
Marks, devrimin cellatlarının onun vasiyetini yerine
getirdiğinden söz etmişti. Gezi söz konusu olduğunda, Belli bir anlamda benzer
bir süreçten söz edilebilir.
Hem Sosyalist hareket ve örgütler, hem de Kürt Hareketi,
kişiler düzeyinde Gezi’nin kalıntılarından epeyce taze kan aldılarsa da
aldıklarını kendilerine benzettiler ve bu nedenle Gezi sayesinde benzeri bir
gençlik aşısı yaşamadılar ve yaşayamıyorlar.
Bu nedenle kendilerini tekrarlıyorlar ve Gezi’nin mirasını, derslerini özümleme
yeteneği gösteremedikleri için var olan sisteme, devlete, patilere ve
kurumlara, Gezi’nin rantını
bağışlamış bulunuyorlar.
Altınca yılında Gezi’den kalan böylesine olumsuz bir tablo.
Elinizdeki derleme bu tabloyu değiştirmek için sonu gelmeyen
çabalardan biridir.
Demir Küçükaydın
31 Mayıs 2019 Cuma
İçindekiler
- Konunun Tanımlanışı Üzerine
- Teori ve Pratik İlişkisinin Yüzeysel Kavranışı
- Hangi Marksizm?
- Kavramsal ve Olgusal Sallapatiliğe Bir Örnek
- Kapitalizm Öncesinden Yadigâr Şark Devletine Karşı Demokratik bir Hareket Olarak Gezi Hareketi
- Bir “Yeni Sosyal Hareket” olarak Gezi
- Bir Ulusal Hareket Olarak Gezi
- Gezi’nin Ne Olduğu Üzerine
- Bildirinin Bu İçeriği ile Hazırlanış ve Kararlaştırılış Biçimi İlişkisi
- Politika Yapma Tarzı ve Anlayış
- Mücadele Biçimlerinin Eleştirisi
- Politika Anlayışı ve İçerik
- En Acil sorun
- En Acil Sorunun Niteliği
- Temel Amaç (Program) Nedir ve Ne Olmalıdır?
- Strateji (Hangi Güçlerle Hangi Güçlere Karşı)
- Yükseliş mi Gerileme mi?
- Örgüt ve Mücadele Biçimleri
- Gezi Hareketinin Sorunları
- Genişlemek ve Radikalleşmek
- Örgütlenme ve Demokrasinin Araçları
- “Liquid Demokrasi”
- Seçimler, Partiler Adaylar ve Gezi Hareketi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder