Deniz Gezmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deniz Gezmiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2024 Perşembe

Mustafa İlker Gürkan’ın (M1’in) Ardından

Birkaç gün önce Mustafa İlker Gürkan’ın oğlu, babasının Facebook hesabında şunları yazmıştı:

Merhabalar, ben Alican Gürkan. Mustafa İlker Gürkan'ın oğluyum ve buradan babamın sağlık durumunu paylaşacağım. Babam yaklaşık 2 hafta önce karaciğerinde metastaz yapmış kanser teşhisi ile hastaneye yatırıldı. Yapılan tetkikler sonucunda pankreas kanseri olduğu tespit edildi ve tedavisine başlandı ancak tedavinin yan etkileri nedeniyle tedavisi durduruldu. Şu anda Bodrum Acıbadem Hastanesinde yatmakta ve durumu takip edilmekte. Sağlık durumu ve gelişmelerle ilgili size buradan bilgi vereceğim. Görüşmek üzere.

İki gün sonra 29 Şubat’ta şu umutsuz haberi verdi:

24 Şubat 2024 Cumartesi

24.02.2024 Tarihli Metin Yüksel ve Deniz Gezmiş’i Anma Toplantısına Mesaj Taslağı

 Bir süre önce sayın Eliaçık’tan şöyle bir mesaj aldım:

(“Metin Yüksel'in vefatı 23 Şubat Deniz Gezmiş'in doğumu 28 şubat'mış bu ikisini birleştirerek şubat ayının son haftasında bir anma toplantısı düzenleyeceğiz” “5-10 dakika video mesaj”)

Bu notlar o toplantıya yollanacak video içindir. Tabii konuşma bu notlardan farklı olabilir. İnsan konuşmanın akışı içinde unutabiliyor ve bir de süre sınırlaması var. Bu nedenle de bazı bölümleri atlamak veya kısa kesmek zorundaydım.

*

Deniz Gezmiş ve Metin Yüksel’in ortak noktaları, doğum ve ölüm tarihlerinin bu rastlantısal yakınlığından ibaret midir?

Deniz 68’li bir “Marksist Leninist”, Metin Yüksel 78’li bir “Politik İslamcı”.

Bunların bir ortak noktası olabilir mi?

Yüzeyden bakınca öyledir.

Ama özüne girince ilişki tam tersine döner.

Bilim görünenle değil, görünenin ardındaki özle, ortak noktalarla ilgilenir ve öz genellikle kendi zıttı biçiminde görülür. Örneğin bizler yerimizde dururuz güneş hareket eder, ama özde durum tam tersidir. O yerinde durmakta, bizim dünyamız dönmektedir.

Ben burada hemen görünmeyen, ama derinde, özdeki bazı ortak noktalara dikkati çekerek bugün ve yarın için bazı sonuçlar çıkarmak istiyorum.

6 Mayıs 2021 Perşembe

Deniz Gezmiş ve "Kürt Sorunu" Üzerine Yazılar (2021)


 İndirmek için kitap. PDF ve EPUB formatlarında. Optimize edilmiştir. E kitap okuyucuda veya akıllı telefonlarda okunabilecek biçimde optimize edilmiştir.

Deniz Gezmiş Devrimci Öğrenci Birliği'nden arkadaşım ve yoldaşımdı. Bu derlemede özellikle bugün Deniz hakkında oluşmuş yanlış imgeler eleştirilmektedir. Örneğin bir ulusalcı, bir Kemalistmiş gibi anlatılıyor ve gerçek tahrif ediliyor.
Aşağıdaki linki tıklayarak indirebilirsiniz.

23 Kasım 2017 Perşembe

Süreyya Erdem’in Ardından - İnanılmaz Rastlantılar ve İki Resmin Hikayesi

Facebook verilerimizi toplayıp Big Data olarak kullanıyor ama en azından dostlarla haberleşme ve onları uzaktan da olsun izleme ve hatırlama olanağı da sunuyor. Türk devleti gibi, sadece izleyen, engelleyen, kanı emen bir ur değil; en azından küçük de olsa bir “hizmet” sunuyor, bir ihtiyacı karşılıyor, bir kullanım değeri de üretiyor.
Dün, politik gelişmeler bağlamındaki yazıyı bitirdikten sonra, ikinci bir yazı daha çıkarmak, Kıvılcımlı’nın Ateş konusundaki yanılgıları üzerine yazmak için bilgisayarın başına geçmiştim ki, bir ses, Facebook Messenger’de bir mesaj olduğunu bildirdi. Bakınca, uzaklarda yaşayan Enver Tahsin Yaygın’ın yolladığı şu mesajı gördüm: “Süreyya Erdem’i yitirdik (…)”

1 Mayıs 2015 Cuma

Yol Nasıl Açılmıştı? Deniz Gezmiş ve Kaypakkaya ile İlk 1 Mayıs

Bu yıl, tam 41 yıl sonra ilk kez, Türkiye’de 1 Mayıs’a katıldım.
10 yıl hapis, 25 yıl sürgün, bir de 12 Mart dönemi. İşte 41 yıl geçmiş.
Bu 1 Mayıs’tan izlenimlerimi yazmak isterdim zamanım olsaydı. Belki birgün zamanım olunca yazarım. Ama şimdi en azından birini yazmak istiyorum ve yazabilirim.
Bu 1 Mayıs’ta Devrimci Öğrenci Birliği adıyla bir grup gördüm. Hangi politik eğilimdir bilmiyorum. Belli ki, Deniz’in lideri olduğu Devrimci Öğrenci Birliği’nden ilham almışlar isimlerini alırken. Bu grubun pankartında “Buzu Kırana Yolu Açana Selam Olsun” diye yazıyordu Deniz Gezmiş’in resminin yanında.
Bununla, genel anlamda, Deniz’in buzu kırdığını, yolu açtığını söylediklerini sanıyorum. Evet, gerçekten de öyledir. Deniz’in tam da yapmak istediği ve yaptığı buydu.
Taşkışla’daki kafede son olduğunu bildiğimiz son buluşmamızda “Bu memlekette isyan geleneği yok, birilerinin bu geleneği başlatması gerekiyor. Ben bunu yapacağım” demişti.
Ve dediğini yaptı.

19 Mart 2015 Perşembe

Tanıl Bora’nın İsmet Demir Üzerine Yazısı ve Düşündürdükleri

Birkaç gün önce, İsmet Demir’in ölüm yıldönümüydü. Aslında anmaları pek sevmem ve özel bir durum yoksa da gitmemeye çalışırım. Anmak gerekiyorsa bunu kendi meşrebimce yapmaya; anmayı bir teorik veya politik çalışmanın bir vesilesi olarak değerlendirmeye çalışırım. Ama anmanın kendisini bir politik eylem olarak gören anmalardan uzak durmaya çalışırım, her zaman bunu başaramasam da.
Yine öyle, İsmet Demir’in ölümünü vesile bilerek İsmet Demir üzerine bir yazı yazıp, yazı içinde, epeydir üzerine düşündüğüm bir konuda yazmayı; işçi sınıfının en alt kesimlerinin mücadelelerinin görünmez ve bilinmeyen sürekliliğe de dikkati çekmeyi düşünüyordum.
Bu bağlamda, neredeyse yarım yüzyıl boyunca, 1960’lara kadar TKP’nin tabanını oluşturan Çingene veya Roman işçiler ve yine bu bağlamda Hikmet Kıvılcımlı; sonra 1950-60’ların Şantiyecileri (ki çoğu Alevi ve Kürt’tü) ve bu bağlamda İsmet Demir ve nihayet bugünün Geri Dönüşüm İşçileri ve bu bağlamda da Mendillioğlu’na doğru; belki kendilerinin bile bilmediği ve farkına varmadığı görünmez bir çizginin; bir “ruh yakınlığı”nın varlığına dikkati çekmek istiyordum.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

1 Mayıs ve 6 Mayıs Vesilesiyle Ritüeller ve Devrimcilik Üzerine

Bir hareket ritüellerle yaşamaya ve bunlara çok önem vermeye başlamışsa, devrimciliğini ve yaratıcılığını yitirmiş demektir.
Bu aylar, Türkiye’deki devrimcilerin ve sosyalistlerin “üç aylar”ı. Ritüel ayları. 8 Mart Kadınlar Günü, 16 Mart Katliamının Yıldönümü, 21 Mart Newroz, 24 Nisan Ermeni Katliamı, 1 Mayıs, 15-16 Haziran’ın Yıldönümü. “Kış uykusu”ndan uyanma yaları. Bunalara artık Gezi’nin başlangıcı 31 Mayıs ve sonu 17 Haziran’da eklenecek gibi görünüyor.
Bu ritüeller içinde politik anlamı olanlar, Türkiye’deki demokrasi mücadelesi bakımından somut bir mücadelenin konusu olanlar sadece Newroz (ki o da son yıllarda bir ritküele dönüşme özelliği gösteriyor) ve 24 Nisan’dır. En önemli, aktüel ve acil olanı, henüz bir ritüele dönüşmemiş olanı 24 Nisan’dır ama en cılız anılanı da odur. Demokratik hareketin durumunu en iyi 24 Nisan anmaları gösterir. Onun dışındakiler, 1 Mayıs da dahil, kelimenin tam anlamıyla ritüeldirler.