Ritüeller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ritüeller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2017 Cuma

1 Mayıs’ta Taksim Alanı Fethedilebilirdi? Ama Nasıl?

Türk sosyalistlerinin temel sorunu anmalara, rozetlere, ritüellere çok düşkün olmalarıdır.
Pek bilinmez veya artık bilinmek istenmemektedir ama 1960’ların sonundaki yükselişi yaşayan devrimci gençler, yani DÖB’lüler ve Dev-Genç’lilerin hiç öyle ritüelleri yoktu. Çünkü gerçek, canlı, dinamik bir hareketin örgütsel ifadesiydiler.
Kırk yılda bir anma falan yapılır, o da aktüel politik mücadele için bir mesaj vermeye, bunun için vesile yaratmaya yönelik olurdu.
Bizim, ve özellikle de bizim Deniz’in (mare nostrum) dilimizden düşmeyen “vaktimiz yok ölenlerin matemini tutmaya, akın var güneşe akın, güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın” şiarıydı.
Bir örgüt canlı bir hareketle bağını, dinamizmini, yaratıcılığını yitirip bürokratlaşmaya, taşlaşmaya başladığında rozet sloganlar, bayraklar, semboller, ritüeller, anmalar önem kazanmaya başlar.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

1 Mayıs ve 6 Mayıs Vesilesiyle Ritüeller ve Devrimcilik Üzerine

Bir hareket ritüellerle yaşamaya ve bunlara çok önem vermeye başlamışsa, devrimciliğini ve yaratıcılığını yitirmiş demektir.
Bu aylar, Türkiye’deki devrimcilerin ve sosyalistlerin “üç aylar”ı. Ritüel ayları. 8 Mart Kadınlar Günü, 16 Mart Katliamının Yıldönümü, 21 Mart Newroz, 24 Nisan Ermeni Katliamı, 1 Mayıs, 15-16 Haziran’ın Yıldönümü. “Kış uykusu”ndan uyanma yaları. Bunalara artık Gezi’nin başlangıcı 31 Mayıs ve sonu 17 Haziran’da eklenecek gibi görünüyor.
Bu ritüeller içinde politik anlamı olanlar, Türkiye’deki demokrasi mücadelesi bakımından somut bir mücadelenin konusu olanlar sadece Newroz (ki o da son yıllarda bir ritküele dönüşme özelliği gösteriyor) ve 24 Nisan’dır. En önemli, aktüel ve acil olanı, henüz bir ritüele dönüşmemiş olanı 24 Nisan’dır ama en cılız anılanı da odur. Demokratik hareketin durumunu en iyi 24 Nisan anmaları gösterir. Onun dışındakiler, 1 Mayıs da dahil, kelimenin tam anlamıyla ritüeldirler.