Teori ve Politika dergisi yayına başlayalı on yıl olmuş. Bir derginin, hele bir sol dergi ise ve de hele bir teorik dergi ise, on yıl boyunca çıkmış olması bile başlı başına bir övgüyü hak ediş demektir.
Yapılan işin sırf nicelik olarak çapını ve önemini anlamak
için bir kıyaslama daha iyi bir fikir verebilir.
Biz de buralarda, Ali Dayı’nın (İbrahim Sevimli) başı
çekmesiyle, 1994-95 yıllarında Sosyalizmin Sorunları diye bir dergi
çıkaralım demiştik. Sayfalarımıza Avrupa’da yaşayan elde kalan herkesi
topladığımız da söylenebilirdi. Ama iki sayı çıkarabildik. Birinci sayı Sosyalizmin
Sorunları konusunun kendisiydi. İkincisi Milliyetçilik ve Irkçılık.
Konusu Din olan üçüncü sayı ise hiçbir zaman çıkmadı[1].
Şimdi bunun karşısında, neredeyse Sosyalizmin Sorunları’nın
çıkamadığı yerde, 1996 yılının kışında yayına başlayan[2]
ve şimdi 36. sayısını çıkarmış bulunan Teori ve Politika’nın, sadece
nicelik olarak bile, ne kadar zor bir işi başardığı görülebilir.
Kütüphanemde neredeyse koca bir raf dolduruyor. Kimisi tek sayı, kimisi çift sayı, rengarenk sırtları görünüyor. Sadece sırtlarına bakması bile bir zevk. Dikkat ettiniz mi bilmem. Gri olan bir tane. En sevilen renkler mavi, kırmızı, yeşil ve kavuniçi. Sadece otuzuncu sayının sırtı beyaz değil. Gerçi dikkatli bakınca 31 ve 32-33’ün de beyaz olmadığı görülüyor. Ama çok koyu olmadığından pek fark edilmiyor. Hasılı her kitaplığın raflarında sergilemekten zevk alacağı, gurur duyacağı, uzun soluklu bir çaba.