2012 yılında bir
örgüte girelim de bir ucundan örgütlü mücadele verelim diye Ertuğrul Kürkçü'nün
yöneticisi olduğu SYK'a (Sosyalist Yeniden Kuruluş, Şimdiki SYKP'nin atası)
girdik.
Çünkü Ertuğrul,
"bir program tartışması açtık, bu sefer cidden yapacağız, herkesi davet
ediyoruz” demiş ve davet etmişti örgüte. Biz de ciddiye almıştık.
İlk birkaç
toplantıya katılınca, "biz birleşme sürecini ve program tartışmasını
başlatırken senin geleceğini düşünmemiştik, sen buraya gelme” dediler.
Davet edenler de
bütün bu skandalı görmezden, duymazdan geldiler.
Bu davranışları
bazı üyelerce protesto edilince de kovmaktan vazgeçtiler ama program
tartışmasına karşı program önerilerimizi bile getirmemizi engellediler ve
sonunda dışlamayı başardılar.
O sıralar bu
örgütte, örgütün "bir politik profili olmadığından" da söz
ediliyordu.
İşte bu
"profil yokluğu"na bir çare olarak, 1 Mayıs'ın gündemine Ermeni
katliamını, yani 24 Nisan'ı aldırmaya çalışmayı önermiştim.