Politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Politika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2023 Cumartesi

Ahmet Şık'ın Özrü ve TİP'in Sosyalizm ve Demokrasi Karşıtı Politikası

Bugün attığım bir Tweet dizisini buraya aktarayım:

Ahmet Şık, samimi bir şekilde özür diledi, pişmanlığını belirtti. Artık "vurun abalıya"yı bırakalım. Ama TİP'in politikasının ne sosyalizmle ne de demokrasi mücadelesiyle uyuşmadığını, Erdoğan'a hizmet ettiğini politik ve teorik olarak en sert biçimde eleştirelim. +

TİP'in politikası hem sosyalist teori, hem strateji ve taktik bakımından yanlıştır. Çünkü oy istemek taktik, görüşleri savunmak ilkeseldir. Farklı kategorilerdendir. Görüşler her düzeyde savunulabilir ve savunulmalıdır. Teoride uzlaşma ve esneklik olmaz. TİP de bunu yapabilir.+

Ama kime oy verilmesinin isteneceği teorik veya programatik değil, taktik bir sorundur. Yani Teorik uzlaşmazlığın aksine son derece esneklik gerektirir. Yani TİP'e verilecek oyların, YSP veya CHP'nin vekil kaybına yol açması ihtimali olan yerlerde, kendine oy istememeli.+

Eğer böyle davranırsa, hem teori, hem de taktik bakımından doğru bir sosyalist ve demokratik davranış göstermiş olur. Ve amaçladığını söylediği sosyalizm propagandasını gerçekten böyle yapmış ve örnek sunmuş olur.+

Yani TİP, eğer sosyalizmin sesini duyurmak istiyorsa, YSP ve CHP'yi en sert biçimde acımasızca eleştirir ama verili durumda aynı zamanda oyların onlara verilmesini isteyebilir. Bu ikisi birbiriyle çelişmez, birbirini tamamlar. Gerçek sosyalizm savunusu böyle olur.+

Halbuki TİP'in yaptığı hem sosyalizme uymuyor hem de iktidara hizmet ediyor. Meclise girmeyi esas hedef olarak tanımlıyorlar. Gerçek sosyalistler için o sadece küçük bir olanaktır. O kadar. Gerçek sosyalist meclise değil, ezilenlerin içine girmeyi amaçlar.+

TİP'in bu yanlış çizgisi de Devlet ve iktidar tarafından ödüllendiriliyor. Her yerde onlarla söyleşiler yapılıyor. Babala TV gibi devlet ve iktidarın gizli açık desteğine mazhar yerlerde bol bol konuşma imkanları sunuluyor. Bunlar tesadüf değildir.+

Eğer TİP'liler bir parça sosyalist iseler "biz nerede yanlış yapıyoruz ki bu kadar itibara mazhar oluyoruz?" diye düşünmeliler. Bu devletin, tam da bu çizgilerinden dolayı böyle önlerini açtığını görmeliler. Bir an önce yanlışlarını terk edip bu önerdiğim çizgiye gelmeliler.

17 Aralık 2022 Cumartesi

Spor, Futbol ve Politika Üzerine Yazılar

 

Spor, Futbol ve Politika Üzerine Yazılar - Bu derlemeyi Katar'da yapılan Dünya Futbol Şampiyonası vesilesiyle yaptık. Spor, Futbol, Ulusçuluk, Politika ilişkilerine dair pek alışılmamış görüşler dile getiriliyor. Yazılar elbette Marksist bir yönteme dayanıyor ama bilinen ve alışılmış Marksizmlere değil. Bir üstyapılar teorisi de olan bir Marksizm. Bunun pratik bir uygulaması, somutlaması.
Okuyunca bu daha iyi görülebilir.
EPUB ve PDF formatlarıyla. Kinde ve benzerlerinde okunmak için optimizedir. Çoğaltın, paylaşın, okuyun, okutun

Marksizmin Yeniden İnşası - Birinci Kitap - Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş

 

Demir Küçükaydın - Marksizmin Yeniden İnşası - Birinci Kitap - Uluslar ve Ulusçuluk Teorisine Giriş - EPUB ve PDF formatlarıyla aşağıdaki linkten indirilebilir:

27 Mayıs 2019 Pazartesi

Ulus’un, Din’in ve Toplum’un ne Olduğunu Anlamak Niçin Çok Zordur ve Çok Önemlidir?


Önce okuyucuya pek alışılmamış birkaç soru:
Ulus hakkındaki tanımınız ulusçuların ulus tanımıysa ve siz bunu bilmiyorsanız, ulusun ne olduğunun sosyolojik (bilimsel) bir tanımına nasıl ulaşabilirsiniz?
Din’in ne olduğuna ilişkin tanımınız bir Din’in Din tanımıysa ve siz bunu bilmiyorsanız, Din’in ne olduğunun sosyolojik (bilimsel) bir tanımına nasıl ulaşabilirsiniz?
Toplum hakkındaki tanımınız, bu modern toplumun kendisini tanımlamasıysa ve siz bunu bilmiyorsanız, Toplum’un bilimsel ya da sosyolojik bir tanımına nasıl ulaşabilirsiniz?
Yani ulus tanımınızın ulusçuların ulus tanımı, din tanımınızın kendini bu tanım aracılığıyla var etmiş bir dinin din tanımı, toplum tanımınızın bu modern toplumun toplum tanımı, yani aslında kendisinin kendisi hakkındaki tanımı olduğunu da bilmiyorsanız ve bunun farkında değilseniz, bunun farkına nasıl varırsınız? Bunu nasıl bilebilirsiniz?

14 Şubat 2018 Çarşamba

Sırrı Süreyya’nın Sözleri Örneğinde Bizim ve HDP’nin Stratejisinin Farkları

Şu habere bakalım:
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Sayın Cumhurbaşkanına teşekkür etmek istiyorum. Kongremizi bugün grup toplantısında gösterdi. Utanmadan ana akım medya bu görüntüleri verecek. Değerli basın emekçilerini ayırıyorum. Bu ülkenin üçüncü büyük partisinin kongresinde bir tane canlı yayın aracı yoktu. Bu ülkede böyle bir kongre olmamış gibi davrandılar" dedi
Bu “teşekkürde” yanlış olan bir şey yok?  Sırrı Süreyya ironi yapmak için öyle demiştir” denemez.
Devletin başındakine elbette “sayın” diyecektir” denemez.
Bu bizim, yani bir demokratın, bir devrimcinin, politika yapma anlayışımızın tam da 180 derece zıddıdır.
Bir İslamcı-Türkçü faşist diktatöre karşı “ironi” ile mücadele edilemez.
Bir mücadelede politika diplomasiye kurban edilemez.
Diplomasi her zaman politikanın aracı olmalıdır, politika diplomasının değil. Maalesef burada Politika diplomasi diline kurban edilmektedir.

7 Ocak 2018 Pazar

Münir Özkul’un Ardından Şabanların Sonuncusu Gider Receplerin Diktatörlüğü Gelirken

Münir Özkul’un gidişi aynı zamanda bir dönemin sembolünün gidişi, bir dönemin bitişi anlamına geliyor.
Geçenlerde bir programda Bekir Ağırdır, tamı tamına öyle olmayabilir ama anlamca, “Şabanlar Recep İvedikleşiyor” diyerek toplumun kültüründe, değerlerinde, psikolojisindeki değişmeyi ve çürümeyi bu çok bilinen iki imgeyle özetleyivermişti.
Bir resim bin sözden çok daha fazlasını anlatır derler, bir imge de bin kavramdan da daha çok şey anlatır bazen.
Belli tiplerin, müziklerin, sembollerin, giyinişlerin, sözcüklerin belli dönemlerde tutması, onların, toplumun derinliklerinde yaşanan değişmelerin yüzeye vuran izleridir.
Türkiye’de 1960’larda başlayan, 12 Mart döneminde kısa bir yenilgi yaşasa da, 1980’e kadar süren, aşağı yukarı yirmi yıllık bir devrimci kabarış, geniş ezilen kitlelerin bir politizasyonu ve radikalleşmesi yaşandı.

30 Kasım 2017 Perşembe

#İSTİFA’nın Zamanıdır

Erdoğan’ın başkanlık seçimiyle veya uluslararası sıkışmışlığı sonucunda devlet için taşınamaz bir yük oluşuyla vs. bulunduğu mevkii terk edeceğini düşünmek, sahte hayaller yaymaktır.
Çünkü Erdoğan için geri dönüş yoktur. En küçük bir geri adım, bir zaaf belirtisinin sonu olacağını herkesten iyi bilmektedir.
Bulunduğu yerde kalmak için HERŞEYİ yapmaya hazırdır.
Bugüne kadar yaptıkları bunu gösterir.
Erdoğan bir tek şekilde iktidardan uzaklaştırılabilir: Milyonların katıldığı sivil bir yurttaşlar hareketiyle.
Şu an Erdoğan’ın #İSTİFA’sını talep eden; bayrağı ve parolası bir tek #İSTİFA sözcüğünden oluşan bir sivil direniş hareketinin oluşması için şartlar olağanüstü uygundur.
Ayrıca Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun iddialarını ispat etmesi durumunda, #İSTİFA edeceğini söyleyerek bu silahı bizlere kendi eliyle vermiş bulunmaktadır.

13 Mayıs 2016 Cuma

Doğa Boşluk Sevmez mi?

"Doğa, Toplum, Bilim ve Politika"nın bu "Doğa Boşluk Sevmez mi?" başlıklı bu ikinci programında, doğa yasalarından hareketle toplumsal süreçleri açıklamaya kalkmanın yanlışlığını örnekliyoruz.
Video (Görsel) olarak da, sadece sesli (akustik) olarak da izlenebilir.



Aşağıdaki podcast adresinden sadece sesli olarak izleyebilirsiniz.

16 Ocak 2016 Cumartesi

“4 maddelik Yeni Bildiri” Üzerine – Her şey Yanlış, Her şey Karmakarışık

Önce aşağıdaki haberi ve haberdeki bildiriyi okuyunuz:
“Aydınlardan 4 maddelik yeni bildiri: Erdoğan rejimi Kürtleri öldüremez; PKK kör terörle sivillere zarar veremez!
Güneydoğudaki çatışmaların bir an önce durdurulmasını talebiyle "Suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 'ihanet'le suçlanan 1128 akademisyen hakkında başlatılan soruşturmalar ve evlerine polis baskınları eşliğinde gözaltlılara tepkiler sürerken 4 maddelik yeni bir bildiri daha geldi.
Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi ve aralarından Prof. Baskın Oran'ın da bulunduğu 100'den fazla aydın, sanatçı, yazar ve aktivist tarafından hazırlanan bildiride Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik tepki, 12 Eylül hatırlatması ve PKK'ya kör terör uyarısı var. "Erdoğan rejimi

10 Şubat 2014 Pazartesi

Teori ve Politika

Teori demek, yüzey akıntısı değil dip akıntısı; görünen değil, görünenin zıttı biçimindeki özü; birbiriyle ilgisiz görünen olgular arasındaki görünmez ortaklık demektir. Teori demek genelleme demektir.
Gericilik dönemlerinde insanlar genelleme yeteneklerini yitirirler. Diğer bir deyişle teoriye olan ilgi kaybolur. Kaybolur çünkü, bilimlerin ilerlemesine pratik ihtiyaçlar yüzlerce üniversiteden daha büyük atılım verirler. Toplumsal bir hareketlenme, bir mücadele yoksa, teoriye ihtiyaç, dolayısıyla genelleme yeteneği de yok olur.
Bu nedenle toplum bilimleri alanında bütün büyük ilerlemeler her zaman modern işçi sınıfının hareketlerinin ayak izleri üzerinde gerçekleşir.
Marksizm, Fransa, İngiltere ve Almanya’daki işçi hareketinin yükselişinin çocuğudur.
Bir benzeri hala gelmemiş, o her biri bir zirve ve teorisyen olan ve o zirvelerin içinden Lenin, Troçki gibi daha büyük zirveleri çıkarmış Rus Devrimcileri kuşağı, Rusya’nın genç ve yükselen işçi sınıfı ve onun hareketi olmadan tasavvur bile edilemezdi.