Hrant Dink’in “Ruh halimin Güvercin Tedirginliği”
başlıklı yazısının son satırlarında umudunu ve güvenini şu sözlerle dile
getiriyordu:
“Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim,
ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında
dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.”
Ama bu satırların, son yazının son satırları olması, aynı
zamanda bu umudun ve güvenin hiçbir dayanağı olmadığını da kanıtlamış
bulunmuyor mu?.
Niçin böyle?
Çünkü bu ülke Türkiye’dir ve Burada İnsanlar değil Türkler yaşıyor.
Dink’in anlamadığı veya iyi niyetle görmek istemediği
Türklerin İnsan olmadığıydı.
Dink’in zikrettiği, bir zamanlar, aralarında güvercinlerin
yaşamasına müsaade eden ve “bu ülkede” yaşayan insanları, Türk değil
Müslüman’dılar.