Birileri “ahlak”tan söz etmeye başladığında bu söz edişin
kendisinde “ahlaksız” olan bir durum vardır.
Neden?
Çünkü tarihin gösterdiği bir tek gerçek vardır: ahlaki nasihatler
hiç bir zaman nedenleri ortadan kaldırmaz; aksine, bu nasihatler, nedenler
ortadan kaldırılmadan sorunların hallolacağı gibi bir yanılsama yarattıkları
için, sorunların devamına yol açarlar. Yani son duruşmada aldatıcıdırlar,
gerçeğin özünü gizlerler. Gerçek ise devrimcidir: Onu gizlemek ise karşı
devrimcidir dolayısıyla ezen sınıflara hizmet eder. Ezen sınıflara hizmet etmek
ise ezilenler açısından en büyük ahlaksızlıktır.
Benzeri durum birçok alanda görülebilir: En bilineni ya da
bilinmeyeni ama en yaygını da “birlik” veya “birlikçilik”tir.
Her kim ki birlik veya birlikçilik şampiyonluğu yapar, onlar
aslında en büyük bölücülerdir. Onlar sadece neyle bölündüklerini gizlerler bu
birlik şampiyonluklarıyla.
“Birleşik Haziran Hareketi” de kendini “Birleşik” olmakla
tanımlıyor. Niye “bölünük” değil de “birleşik”?