3 Şubat 2023 Cuma

Muhalefeti Yenilgiden, Demokratları Hezimetten Kurtarmak İçin Kampanya

"Söyledim ve kendimi kurtardım" diyordum son yazının son cümlesinde. Söylenecekleri söyledim ve günah benden gitti anlamında.

Vicdanım rahat.

Kendimi kurtardım ama HDP’yi, Muhalefeti ve insanların geleceğini de kurtarmak gerekiyor. Beklemek bize yakışmaz. Yanan eve, ya da bataklığa girmek ve kurtarmak için her şeyi yapmak gerekiyor.

“Millet İttifakı”nı yenilgiden, HDP’yi ve destekleyicilerini hezimetten kurtarmaya çalışmak gerekiyor.

Bunun için bir imza kampanyası başlattım.

29 Ocak 2023 Pazar

“Hesap Hataları” ve “Sosyalist Bakireler” Üzerine

“Daha büyük güvenle ve metanetle zafere doğru yürüyebilmemiz için tek bir eksiğimiz var: bütün ülkeler devrimcilerinin, taktiklerinde azami esneklik göstermeleri gereğinin açık ve derin duyusu. Bugün devrimci hareketin en önemli eksiği ve özellikle ilerlemiş ülkelerdeki hareketin en büyük eksikliği işte bu bilincin olmamasıdır ve pratikte bu bilinçten esinlenebilme sanatının olmamasıdır”

(Lenin, “Sol” Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı, abç.)

*

Biz teoride ne kadar uzlaşmak nedir bilmez, en küçük bir prensip pazarlığını en müthiş aykırılık sayarsak, pratikte o kadar "sivrisinekten yağ çıkarmak", ya da "domuzdan kıl koparmak" zorundayız. Buradaki taktik esnekliği işte bu anlama gelir. Esnekliğin burada başlıca iki anlamı vardır.

1-  Eğilip bükülebilir olmak: Okuma kitaplarında hep görmüşüzdür:

Fırtına ortalığı kasıp kavururken sert meşe, ağır gövdesiyle bir milim bile eğilmeye razı olmaz, oysa dere kıyısındaki kurnaz saz, fırtına sürdükçe "yerle yeksan olur", çamurlara doğru eğilir. Fırtına geçtikten sonra meşe, dalı budağı kırılmış bir küstü kütük şeklinde mahvolmuş görünür. Fakat saz, hiçbir şey olmamış gibi, yine ayakta dimdik!.. İşte taktik esnekliği derken, komünizmin anladığı, bu tür yapı ve prensiplerini bozmaksızın eğilip bükülmedir. Meşe ile saz kıssasından çıkarılacak hisse de budur: Burjuvazinin saldırısı fırtınalaştı mı, kırılıp dökülmeden eğilmek, sonra dimdik ve olduğu gibi kalkmak için, fırtınaya uymaktır.

(Dr. Hikmet Kıvılcımlı, “Yol”, “Taktik Ana Halkası: Legaliteden Yararlanma”. abç.)

25 Ocak 2023 Çarşamba

Pervin Buldan ve Mithat Sancar’a Açık Mektup – Akşener’in Tuzağına Düşmeyin, Onu Kendi Tuzağına Düşürün

Sayın Buldan ve Sancar,

Bu mektubu “açık mektup” olarak yazmamın sebebi aynı zamanda üzerinizde bir kamuoyu baskısı da oluşturmaya, sizi köşeye sıkıştırmaya ve izlediğiniz çizgiyi değiştirmeye zorlamaktır.

Durum çok kritik ve siz, kendinizin ve temsilcisi bulunduğunuz hareketin de yenilgisine yol açabilecek ölümcül hatalar yapıyorsunuz ve böyle giderse daha ölümcüllerini yapacaksınız.

24 Ocak 2023 Salı

Kuran'ın Yakılması Üzerine

Kuran'ın yakılması ilkesel değil politik olarak değerlendirilmelidir.

İlkesel olarak "Kutsalıma dokunuyor" diye eleştirmek yanlıştır. Çünkü benim de "kutsalım, hiç bir şeyin kutsal olamayacağıdır." O zaman gücü veya kalabalık olanın  kutsalını mı kutsal kabul edeceğiz?

Yakılma olayı saygısızlıktır, provakasyondur vs. bu anlamıyla ne hukukun ne de politikanın konusu olmaz. İnsanlara zarar vermiyorsa her türlü "kutsal"la her şey yapılabilir ve gerçek demokrasi bunu garanti altına almakla yükümlüdür.

Ama normal olarak kimse durup dururken Kuran yakmaz ya da başka "kutsallara" dokunmaz. Yapanlara da gülünür, deliye uyulmaz. Yoksa her kendi kutsalına hakaret edildiğini söyleyen de bizlerin "hiç bir şeyin kutsal olamayacağı kutsalımıza" dokunuyor. Yapılması gerekeni yapıp delilere uymuyoruz.

22 Ocak 2023 Pazar

Yöntem ve Kişi Sorunları Üzerine - Akşener’in Oyununu Engellemek ve Kılıçdaroğlu’nun İhtiraslarını Gemlemek Bakımından Yavaş’ın Adaylığı (4)

Akıllılar, önce kazanır, sonra formalite icabı savaşır; akılsızlar ise savaşarak kazanmaya çalışır” diyor ünlü komutan SUN TZU.

Erdoğan, padişahlığı ve hilafeti önce garantiledi, şimdi formalite seçimi yapıyor, muhalefet ise seçimi kazanmaya çalışıyor.

 Savaşın Önceden Kazanılması ve Şimdiden Yenilmiş Bir Muhalefet

İki gün kadar önce, muhalefetin adım adım yaklaştığı yenilgiyi çarpıcı bir şekilde ifade edebilecek, belki insanları sarsabilecek, düşündürebilecek, çarpıcı bir örnek, bir söz ne olabilir diye düşünür ve yine “büyük usta Sun Tzu’dan yine bir veciz formül mü aramalı?” diye aklımdan geçirirken, aşağı yukarı 45 yıl önce Niğde’de aynı hapishanede yattığımız, sonra da gerillalık ve gerillada komutanlık da yapmış bir eski bir hapishane arkadaşı tanıdığın, yukarıya epigraf olarak koyduğum twiti önüme düştü.