12 Mart 2017 Pazar
11 Mart 2017 Cumartesi
Ses (Audio) Dosyası Olarak Yazılar ve Videolar - Online veya indirilerek de dinlenebilir
Yazılarımızı sesli olarak okunmuş şekilde dinleyebilmek için de koyuyoruz. Özellikle çalışanlar, zamanı olmayanlar, okumayı sevmeyenler ve görme özürlü olanlar için kullanışlı bir yöntem. İndirilip öyle de dinlenebilir. Özellikle görme özürlü tanıdıklarınızı haberdar etmenizi dileriz.
Tanrı’nın Nasıl Bir Varlık Olduğu Üzerine İnananların ve Pozitivistlerin Ortak Kabulleri
Böyle bir konu ilk bakışta günümüzün sorunlarıyla ilgisiz
gibi görünebilir.
Ancak bu konu, zıt gibi görünenlerin aslında hiç de zıt
olmadıklarını görmemizi ve o zıtların sürdürdüğü dövüşün, bir kayıkçı dövüşü
olduğunu anlamayı ve kayıkçı dövüşünün kendisine karşı bir mücadeleye başlamamızı
sağlayabilir.
Bu ortak kabulleri ve kayıkçı dövüşünü, onların Allah ya da
Tanrı konusundaki ortak kabullerinde görmek mümkündür.
Örneğin Yaradılışçılar ve Darvinciler veya evrimciler
kavgasını ele alalım.
İkisi de çok farklı ve birbirine karşı tezleri savunuyor
görünürler. Bir taraf Allah’ın varlığını, diğerleri Allah’ın yokluğunu
kanıtlamaya çalışır.
Ancak bunların getirdikleri argümanlara baktığımızda, aynı
ortak kabullerle konuyu tartıştıklarını görürüz.
10 Mart 2017 Cuma
Erdoğan Putin’e Ne Verecek? Suriye’de Yeni Strateji
Erdoğan Putin ile görüşmeye giderken oradaki görüşmelerin ve
Erdoğan’ın yeni stratejisinin ne olabileceği üzerine bir öngörüde
bulunulabilir.
Bugünkü yazısını Murat yetkin şu sözlerle bitiriyordu:
“Önümüzdeki birkaç gün, Türkiye’nin Suriye siyasetinin
durumu ve geleceği bakımından ve ayrıca PKK ile mücadelenin alacağı şekil
bakımından belirleyici olabilir.”
Biz eldeki verilerin nasıl bir doğrultu gösterdiğine bakalım.
Biz eldeki verilerin nasıl bir doğrultu gösterdiğine bakalım.
Kısaca şöyle toparlayabiliriz:
Rojava’da 2013’teki gelişmeler Erdoğan’ı ve Türk devletini
Kürtlerle Barış stratejisine zorlamıştı; Bu stratejinin Kürt hareketinin
güçlenmesini engellemediğini görünce, 2015’te Rojava’yı kuşat ve ez
stratejisine geçtiler.
Şimdi bu ikisi de iflas edince, Suriye rejimi ile barış, Rojava’yı
durdur stratejisine doğru geri adım atacaklar.
8 Mart 2017 Çarşamba
Kadınlar ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine
Bugün 8 Mart. Aşağıda 2000 yılında, yani 17 yıl önce yazılmış
iki yazı yer alıyor. Bu yazılar o zamanlar Avrupa’da çıkan, yazarı olduğumuz Özgür Politika’da yayınlanmışlardı.
Bu yazılar yazıldığı zaman, yani 2000 yılında, Kürt hareketine
kimse değer vermiyordu. Bütün Türk sosyalist hareketleri şu veya bu ölçüde
ulusalcıydı ya da ulusalcılığın baskısıyla Kürt hareketinden uzak duruyordu.
Kürtler içinde de Öcalan ve onun temsil ettiği çizgi yediği
ağır darbenin etkisi altındaydı. Kürt hareketinin bittiği düşünülüyordu.
Öcalan’ın her görüşmede kadınlara selam yollaması basit bir
denge hesabı, bir retorik ve örgüt içi dengelerle ilgili diplomatik manevralar
olarak görülüyor; kimse tarafından ciddiye alınmıyordu.
7 Mart 2017 Salı
Erdoğan’ın “Kardan Zarar” Hesabı ve Sivil Direniş Gereği
Referandumda #HAYIR çıkması durumunda, hukuken Erdoğan elindeki
OHAL yetkilerini bulundurmaya devam edecek ve şu an var olan fiili başkanlık ve
diktatörlük sistemi de olduğu gibi sürecektir.
Yani #HAYIR sonucu bile onun için “kardan zarar” gibidir.
Ancak #HAYIR aynı zamanda Erdoğan’ın bugünkü fiili diktatörlüğüne
de #HAYIR anlamına gelecektir.
En azından Demokratlar, Liberaller, Kürtler, “Laik yaşam
tarzındakiler”, Aleviler için.
Ancak “Türk milliyetçileri” ve “devletin bekasını”
savunanlar için, yani Ulusalcılar (yani CHP’nin önemli bir bölümü) ve MHP’liler
için, Erdoğan’ın bu yetkilerle yerinde kalması ciddi bir sorun
oluşturmayacaktır.
Hatta bunlar Erdoğan’ın istifası talepleri karşısında,
Erdoğan’ın yanında yer alabilirler veya tarafsız kalabilirler.
6 Mart 2017 Pazartesi
Erdoğan’ın “Beka Sorunu” – Neyin Karşılığında Ne Verebilir?
Son yazımızın sonunda şu sözlere yer veriyorduk:
“Her sonu gelen
sistem, sınıf ve güç, kendi sonunu dünyanın sonu olarak görür ve kendisiyle
birlikte her şeyi yok etmek için sonradan intihar anlamına geldiği söylenecek
bir hamle yapar.
Ve bu hamle genellikle
onun sonunu hızlandırmaktan başka bir işlev de görmez.
İşte şimdi böyle bir
kritik kavşağa gelmiş bulunuyoruz.
Ne yapacağını
bilmiyoruz.
Ancak her türlü çılgınlığı
yapacaklarından emin olabiliriz.”
Erdoğan’ın neler yapabileceğine geçmişe bakarak, kategorik bir cevap verilebilir belki.
Kategorik cevabımız şudur: büyük güçlerden birine (ABD ya da
Rusya) bir şeyler verme karşılığında,
Kürtlere ve Rojava’ya saldırı hakkı?
Sorun Erdoğan’ın bu olanağı bulup bulamayacağında
toplanıyor. Yoksa akla gelebilecek her
şeyi vermeye hazırdır.
Geçmiş hep böyle olduğunu gösteriyor.
Geçmiş hep böyle olduğunu gösteriyor.
Labels:
#Hayir,
El Nusra,
erdoğan,
İdlib,
Kandil,
Menbic,
ÖSO,
Putin,
Referandum,
Rojava,
Şengal,
Trump
5 Mart 2017 Pazar
#HAYIR İçin Yazılar - Sesli olarak okunmuş dinlemek için - İndirilebilir veya Online dinlenebilir
#HAYIR kampanyası bağlamında yazdığımız yazıları bu dinleme listesinde bir arada bulmak, online olarak veya indirdikten sonra istenen yer ve zamanda dinlemek mümkündür.. Şu ana kadar 22 yazıyı koymuş bulunuyoruz ve her gün yeni bir tanesini ekliyoruz. Bu yazıları sesli olarak okuyan arkadaşa da teşekkürü borç biliyoruz.
3 Mart 2017 Cuma
Erdoğan’ın Menbiç Provokasyonu – Bir Sıçrarsın Çekirge, İki Sıçrarsın Çekirge
Birkaç gün önce Barzani’nin Ankara ziyareti üzerine “#HAYIR’sız
Gelişmeler - Kötü Kokular Geliyor” başlıklı yazıda sözünü ettiğimiz
kötü kokular gelmeye başladı ve Barzani Peşmergelerini Şengal’e yollayıp oranın
öz savunma güçlerine (Şengal Direniş Birlikleri) karşı baskı yapmaya, çatışma
çıkarmaya çalıştı.
Herhalde gereken cevabı almış olmalılar ki, “Peşmerge Güçleri Şengal Basın Sözcüsü Xelil
Şivan, çatışmaların sona erdiğini belirterek, çatışmaların bir daha yaşanmaması
için Peşmerge bakanlığı ile YBŞ arasında görüşmelerin sürdüğünü” söylemiş Sputnik’e
verdiği demecinde.
Şimdi de Menbiç ve Almanya provokasyonları başladı. Kılıçdaroğlu’nun Almanya konusunda Erdoğan’ın
yanında saf tutmasını not edip, Almanya’yı şimdilik bir tarafa bırakalım. Menbiç’e
bakalım.
1 Mart 2017 Çarşamba
Erdoğan’a Hakaret Hakkı
Hiç kimseye ve hiçbir şeye hakaret edilmemelidir.
Ama “hakaret” ne?
Neyin “hakaret” olduğunu veya olmadığını kim belirleyecek?
Biri için son derece yerinde bir eleştiri olan, diğeri için “hakaret”
olur.
Bu nedenle, anlamı son derece belirsiz, kullanan ve
algılayana göre değişen, hele fiili toplumsal ilişkiler içinde fiilen güçlünün
rakiplerini susturmasının veya baskı altına almasının aracı olan bir kavramla
bir hukuk oluşturulamaz.
Hukuk matematik gibi son derece net ve açık olarak
tanımlanmış, hiçbir öznelliğe yer vermeyen kavramlara dayanabilir.
Bu nedenle, “hakaret” diye bir suç tanımı yapmak yanlıştır.
Hakaretleri engellemenin bir tek yolu vardır: kesin ve
sınırsız bir fikir özgürlüğü.
Eğer birisi bir iddiada bulunmuşsa bunun kanıtlanması ve
kanıtlanmadığı takdirde yaptırım uygulanması ile yetinilmelidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)